Onu sıkıştırdığınızda, plazma, sıkıştırma hızından daha hızlı bir şekilde soğuyor. Yani, sıkıştırmaya çalışıyorsunuz, fakat plazma soğuyor da soğuyor, ve kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. | TED | إذا حينما تضغط على هذا، تبرد البلازما أسرع من سرعة الضغط، لذا فأنت تحاول ضغطه، لكن البلازما تبرد وتبرد وتبرد وبعدها لا تفعل شيئا على الإطلاق. |
daha hızlı bir şekilde döner. | TED | المحلول بالقرب من الجدار يدور أسرع من المحلول في المنتصف. |
Her şeyden daha hızlı bir organizasyonu mahveden şey bir çalışanın kendisine adaletsizce davranıldığını hissetmesi. | TED | الشيء الذي يضعف الثقة في منظمة أسرع من أي شيء آخر هو عندما يشعر الموظفون أنهم يُعاملون بشكل غير عادل. |
Umarım buraya gelmenden daha hızlı bir şekilde ölürsün. | Open Subtitles | حسناً ، أتمنى أن تموتي أسرع من الوقتِ الذي وصلتِ به إلى هنا |
Ama DNA aslında daha hızlı bir öğrenme yöntemi ortaya çıkardı; beyinleri olan canlılar üretti, böylece bu organizlamar gerçekten öğrenebiliyorlar. | TED | لكنّ الحمض النّووي ولَّد في الواقع طريقةً أسرع للتّعلّم؛ أنتج أنظمةً تحتوي على دماغ، و تلك الأنظمة تستطيع أن تتعلّم آنيّاً. |
İş yapmada bir çitadan daha hızlı bir yol hayal edin. | Open Subtitles | تخيل طريقة جديدة لممارسة الأعمال أسرع من الفهد |
Benim tecrübelerime göre çalışanları, ortak bir düşmandan daha hızlı bir araya getirecek bir şey yoktur. | Open Subtitles | في خبرتي ، لا شئ يجعل الموظفين معاً أسرع من مشاركة عدو واحد |
Anaokulu reminden daha hızlı bir şekilde dağılıyoruz. | Open Subtitles | لقد بدأنا نتداعى أسرع من مشروع فني برياض الأطفال |
Beni rehber programından, birisinin yeni bir geleneksel benzetmeler bulmasından daha hızlı bir şekilde postalarlar. | Open Subtitles | سيطردوني من صفحة البرنامج أسرع من استطاعة رجل أن يبتسم ابتسامات زائفة |
Suyu, içeri giren sudan daha hızlı bir şekilde boşaltmalısın. | Open Subtitles | ماعليك عمله هو إخراج الماء بشكل أسرع من دخوله. |
Kaçmak istiyorsan trenden daha hızlı bir şey seçmen gerekirdi. | Open Subtitles | إذا كنت تريد الهروب فكان عليك ركوب شيء أسرع من القطار. |
Eve başka lez kadın aldıklarından bile daha hızlı bir şekilde sahipsiz kedileri alıyorlar. | Open Subtitles | يأخذون معهم قطط الإغاثة. أسرع من أنهم يأخذون السحاقيات |
Normal ambulanstan daha hızlı bir şey yapmalıyız. | Open Subtitles | اذن علينا تعديل سيارة وتكون أسرع من سيارة الاسعاف التقليدية |
Annem, gribe bundan daha hızlı bir çözüm olmadığına yemin ederdi. | Open Subtitles | أقسمت أمي أنه سيشفي الأنفلونزا أسرع من أي شيء |
Hızlı hareket etmek istiyorum bu yüzden eğer daha hızlı bir seçeneğin yoksa kendine saklaman daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | أنا أريد أن أتحرك بسرعة، ما لم يكن لديك حل أسرع من الأفضل أن تبقيه لنفسك |
Jillian'ı taslağı herkesten daha hızlı bir şekilde hazırlayabileceğime ikna ettim ve o da kabul etti. | Open Subtitles | أقنعت جيليان أنني سأكون قادراً على إعداد المخطوطة أسرع من أي شخص أخر ، وهي وافقت. |
Çin'de özel girişimlerin sayısı artıyor, önkü kadınlr bu işlere erkeklerden çok daha hızlı bir şekilde yatırım yapıyorlar. | TED | في الصين ، نمو الكثير من الشركات الخاصة يحدث بسبب أن النساء يبدأن بتأسيس شركات، شركات صغيرة ، أسرع من الرجال . |