Sakin bir yerde konuşmamızın çok daha iyi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنه من الأفضل التحدث على إنفراد بمكان أقل رهبة. |
Laird ve ben onun evinde kalmamızın daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | فكرنا أنا و ليرد، أنه من الأفضل أن نبقى في منزله. |
Geleceğin daha iyi olacağını düşünenlerin oranı yüzde 82 kadar büyük. | TED | من يتوقعون أن المستقبل سيكون أفضل: نسبة هائلة تصل لـ 82%. |
Evi terk ettiğim sırada bende bir kusur olduğunu ve oğlumun bensiz daha iyi olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | فى وقت مغادرتى, شعرت بأن هناك شيئاً فظيع فىِ وأنه سيكون أفضل لو لم يكن ابنى معى |
Örneğin, insan sayısının çok daha az olmasının gezegen için, Gaia için daha iyi olacağını düşünen bazı aşırı çevreciler var. | TED | وعلى سبيل المثال يوجد عدد من المتعصبين للبيئة يعتقدون أنه سيكون من الأفضل لكوكبنا، لو كان هنالك عدد سكان أقل بكثير. |
Belki artık niye gitmenin ve işleri akışına bırakmanın daha iyi olacağını anlarsın. | Open Subtitles | ربما ستفهمين الآن أنه من الأفضل لكِ المغادرة وترك هذا العمل يأخذ مساره |
Yaşlanana dek çiçeklerin arasında yürümenin daha iyi olacağını düşünüyorsun. | Open Subtitles | أنت تعتقدين أنه من الأفضل أنك ستظلين تسيرين بين أحواض زهورك حتى تصبحين عجوزاً |
Göçmen bürosunun, gelişinizi kayıt dışı tutmasının daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | لقد أعتقدنا أنه من الأفضل لك أن تدخل البلد بدون المرور خلال دائرة الهجرة |
Mr Darcy ile karşılaşmamamın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ووجدت أنه من الأفضل ألاألتقى بالسيد دارسى |
Para senin ve ailen için, ama... savunmaya harcanmasının daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | المال لك ولعائلتك ولكن ظننا أنه من الأفضل أن يذهب لفريق الدفاع |
Annenin beni üniformayla görmesinden daha iyi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت أن هذا سيكون أفضل من رؤية أمك لي فى زيى الخاص. |
Sadece seninle ve büyükannemle görüşmelerinin daha iyi olacağını düşünüyorlarmış. | Open Subtitles | يعتقدون أنّه سيكون أفضل لو كنتَ أنتَ وجدّتي فقط |
Sana dönmemin sebebi, her şeyin daha iyi olacağını ummamdı. | Open Subtitles | سبب عودتي لكي هو أني تمنيت أن كل شيء سيكون أفضل |
Ertesi gece buraya geldim ve daha iyi olacağını sandım. | Open Subtitles | جئت خلال الليلة التالية ويعتقد أنه سيكون من الأفضل و... |
Az kalsın oraya gidecektim ama bunun gizli bir buluşma gibi olmasının herkes açısından daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | ثم فكرتُ سيكون من الأفضل للجميع إذا هذا يبدو مثل الموعد السرّي. |
Belki şehirde daha iyi olacağını düşünüyorlardır. | Open Subtitles | ربّما يظنون أنّك ستكون أفضل حالاً بالمدينة. |
Ama şimdi, böylesinin daha iyi olacağını anlamıyor. | Open Subtitles | و في النهاية ، إنها لا تفهم أن الأمور سوف تكون أفضل |
Senin çocuklarının benimkilerden daha iyi olacağını kim demiş? | Open Subtitles | من قال أن أطفالك سيكونون أفضل من أطفالي؟ |
Dışarı çıktığında parçalayacak bir şeylerin olursa hepimiz için daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لقد اتضح لي انه من الافضل اذا كان لديك شيء لتحطمه عندما تخرج |
Bensiz daha iyi olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اعتقد الأشخاص الموارد أفضل حالا بدوني. |
Ben de artık provalara gitmemenin daha iyi olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | واعتقد انه قد يكون من الأفضل إذا تغيبت عن البروفات كنت من الآن. |
İkimiz de bensiz daha iyi olacağını biliyoruz. | Open Subtitles | كِلانا يعرف أنّك أفضل حالاً بدوني |
Vergi bakımından nakit çalışmanın benim için daha iyi olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | انه يشعر ، بالنسبة لي ، أنه من الافضل ان أعمل على أساس نقدي ، والضريبية الحكيمة. |
Kusura bakma ama onunla erken buluşmanın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعذرني، ظننتُ أنّه من الأفضل أن أقابلها بسرعة. |
Teşekkür ederiz ancak ayrılırsak daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | شكراً لكما لكننا نظن أن من الأفضل أن نرحل |
Böylesinin ortalık yerde vermekten daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد ت أن هذا أفضل من الظهور العلني |