Haldeman'ın kaçıp gitmesinden daha kötüsünü yaptınız. | Open Subtitles | لقد فعلت ما هو أسوأ من عدم الإيقاع بهالدمان |
daha kötüsünü görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت أسوأ من ذلك دعونا نبحث في المكان ونخرج من هنا |
daha kötüsünü de yapabilirdiniz. İyi bir tezek işi var. | Open Subtitles | طلب يدك من هو أسوأ حالاً فتجارة الحطب لديه مزدهرة |
Dassey'in sorgusu aslında pek benzersiz bir şey de değil dürüst olmak gerekirse daha kötüsünü de görmüştüm. | TED | في الواقع، ليس استجواب داسي فريدًا، ولأكون صريحة معكم، لقد رأيت ما هو أسوأ. |
Gökyüzündeki doğal düşmanları olmadan bu yaratık yiyeceklerimizi almaktan daha kötüsünü yapacak. | Open Subtitles | ,بدونهم في السماء فإن هذا المخلوق سيفعل أسوء من أكل طعامنا فقط |
daha kötüsünü de yapabilirdin. Sanırım ben de yapabilirdim. | Open Subtitles | حسناً، كان يمكن أن تفعل أسوأ بكثير أظن يمكنني أن أفعل أيضاً |
Evet, eğer bir mühendissen daha kötüsünü yapabilirsin. | Open Subtitles | نعم ، إن كنت مهندسة .. يمكنك أن تفعلي أسوأ من ذلك |
Biliyor musun, bana yine yalan söylüyorsan, Cal bundan daha kötüsünü yapıcağım. | Open Subtitles | أتعلم، أنك تكذب عليَّ ثانيةً، كال... وستفعل ما هو أسوأ من هذا |
Biraz canımı yaktı, ama daha kötüsünü bekliyordum. | Open Subtitles | مؤلمة بعض الشيء، ولكن كنت أتوقع أسوأ من ذلك. |
Bu hafif kaldı. İnsanlar daha kötüsünü söylüyorlar. | Open Subtitles | حسناً، ذلك كان لطيفاً يقول الناس أسوأ من ذلك بكثير |
Babalar, çocuklarının hatırı için daha kötüsünü de yapmışlardır. | Open Subtitles | الآباء يقومون بما هو أسوأ لمصلحة أطفالهم |
Dünkü tokattan daha kötüsünü mü istiyorsun seni yavşak herif? | Open Subtitles | أتود عقاباً أسوء من يوم أمس أيها القضاعة البحرية الدبقة؟ |
Longshanks en son bir İskoç şehrini aldığında daha kötüsünü yapmıştı. | Open Subtitles | فعل لونقشانكس أسوء من ذلك بكثير في آخر مرة احتل مدينة إسكوتلندية |
Öpüşün, yoksa bu bebeklere daha kötüsünü yaptıracağım. | Open Subtitles | من الأفضل أن تقبله و إلا سأجعل تلك الدمى تفعل شيئاً أسوء من هذا |
Bay Yerfıstığından çok daha kötüsünü yapabilirsin, dostum. | Open Subtitles | يمكنك أن تبلي أسوأ بكثير من السيد بينات يا صديقي. |
Bay Yerfıstığından çok daha kötüsünü yapabilirsin, dostum. | Open Subtitles | يمكنك أن تبلي أسوأ بكثير من السيد بينات يا صديقي. |
Bunu korumak için bugün yaptığımızdan daha kötüsünü yaptık. | Open Subtitles | لقد فعلنا أسوأ مما فعلناه اليوم لحمايتهم |
Muhtemelen onu her gün dövüyordur veya daha kötüsünü yapıyordur. | Open Subtitles | و ربّما يأمر بضربها كلّ يوم أو ماهو أسوأ |
Ve bu nedenle, o yüksek bir merci tarafından yargılanacak ama... Biz daha kötüsünü de gördük. | Open Subtitles | رأينا الأسوء من ذلك - كنت سأقول "فعلنا الأسوء" ، لكن نعم - |
Kanımızı almaktan çok daha kötüsünü yaparlar. | Open Subtitles | يُمكنهم أن يفعلو الأسواء إلينا أكثر من حصاد الدماء |
Ya çalışanlarınız kültürel ön yargı, dışlama, belki daha kötüsünü yaşıyorsa? | TED | ماذا لو عانى موظفوك من ثقافة المحاباة والإقصاء، وأسوأ من ذلك؟ |
Longshanks en son bir İskoç şehrini aldığında daha kötüsünü yapmıştı. | Open Subtitles | لونجشانكس فعل أسواء من ذلك. أخر مرة إحتل مدينة أسكتلندية. |
daha kötüsünü görmüştüm. | Open Subtitles | لقد مررت بأسوأ من هذا |
Ondan daha kötüsünü sakınmak istiyorsan bir deva bul. | Open Subtitles | الآن إذا كنت ترغبين في ألا تريه أسوأ ، جدي علاج. |
Hayır, sana daha kötüsünü söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أقول شيئا أسوأ بكثير |
Sen gidip yüz kat daha kötüsünü yaptın. | Open Subtitles | ولكِنكَ فعلتَ شيئاً أسوء بِمئة مرة من ذلِك |