"daha tatlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • أحلى من
        
    • أكثر حلاوة
        
    • اكثر جمالا
        
    • أجمل بكثير
        
    • أكثر عذوبة
        
    • أحلي
        
    • ألطف من
        
    Tatlıdan daha tatlı olan sevmektir Ekşiden ekşi olan da sevmektir Open Subtitles "أحلى من الحلوى محبّة؛ و أكثر حامض من الأكثر حامض محبّة"
    Şekerden daha tatlı ama üretmesi daha ucuz olan mucize ürün. Open Subtitles معجزة إنتاجية أحلى من السكر لكن أرخص في الإنتاج
    Hatta çiftçiler orada sığırları otlatırdı, çünkü mezar otlarının, sütü daha tatlı yaptığına inanıyorlardı. TED حتى المزارعين كانوا يرعون مواشيهم فيها، معتقدين أن أعشاب المقبرة وُجدت لجعل الحليب أكثر حلاوة.
    Romantik olabilirim ama bence onun nefretiyle mısırlar daha tatlı oluyor. Open Subtitles أتعلمي , ربما أكون رومنسياً و لكن اعتقد أن الكراهيه تجعل الذرة طعمه أكثر حلاوة
    Bağışlanmak pembe göğüslerden daha tatlı değilmiş. Open Subtitles لقد لاحظت ان مغفرتك اكثر جمالا من جسد امرأه
    Doğruluğa yolculuğun daha tatlı olduğu bir anda, niye dinleyeyim... Open Subtitles بينما طريق الوصول الى الحقيقة أجمل بكثير
    Beklemesi gerekiyordu çünkü zaman aşklarını daha güçlü öpüşmelerini daha tatlı kılacaktı. Open Subtitles كان يجب أن ينتظر، لأنّ ذلك جعل حبّهما أقوى وقبلتهما أكثر عذوبة
    "Yaşamın daha tatlı olurdu". Open Subtitles الذى سيكون أحلى من الحياة يا صديقى
    Sana şekerden daha tatlı bir şey vereceğim, Ryan... Open Subtitles سأعطيكَ شيئاً أحلى من الحلوى، رايان
    "Bu öpücükler şaraptan daha tatlı." Sen altın dedin. Open Subtitles قبلاتك أحلى من النبيذ... أنت قلت الذهب
    Hayır, ahbap, daha tatlı bir şey. Open Subtitles لا يا رجل، إنه أحلى من ذلك
    Benim sözüm karımınkinden daha tatlı bir nefestir. Open Subtitles نفس أحلى من زوجتي
    Şekerin kendisinden daha tatlı bir yer biliyorum. Open Subtitles أعرف مكان أكثر حلاوة من الحلوى نفسها
    Yeryüzünde ve gökyüzünde daha tatlı bir dil bulamazsın. Open Subtitles على الصفحة أو على الملاءة... لن تجد أبدا لسانا أكثر حلاوة
    Tadını daha tatlı yapacak birşeyler bulunabilir. Open Subtitles ربما هناك وأبوس]؛ شيء كان يمكن أن تأكل لجعلها أكثر حلاوة.
    Sabahları uyanınca, çok daha tatlı görünüyorsun. Open Subtitles في أوقات الصّباح، تكونى اكثر جمالا
    Sabahları uyanınca, çok daha tatlı görünüyorsun. Open Subtitles في أوقات الصّباح، تكونى اكثر جمالا
    Bebeği tutunca yüzün daha tatlı görünecek. Open Subtitles وجهك سيكون أجمل بكثير بوجود طفل قريب منه
    Gülünce daha tatlı oluyorsun. Open Subtitles تبدين أجمل بكثير عندما تبتسمين.
    Beklemesi gerekiyordu çünkü zaman aşklarını daha güçlü öpüşmelerini daha tatlı kılacaktı. Open Subtitles كان يجب أن ينتظر، لأن ذلك جعل حبهما أقوى وقبلتهما أكثر عذوبة
    Ve böylece Şirinler tuhaf New York şehrini arkada bıraktıklarında artık biraz daha tatlı, biraz daha akıllı ve biraz daha şirin olmuşlardı. Open Subtitles وهكذا ترك السنافر مدينة (نيويورك) وأعتقد أنهم تركوها وهي أحلي وأكثر حكمة وأكثر سنفورية
    Buddy Threadgoode'dan daha tatlı bir çocuk olduğunu hiç sanmıyorum. Open Subtitles (نيني) لا أعتقد انه كان هناك فتى ألطف من بادي ثريدغود

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more