Her şey kontrol altında, sadece biraz daha zaman lazım. | Open Subtitles | كل شيء تحت السيطرة أنا فقط احتاج المزيد من الوقت |
Hayır. Sadece biraz daha zaman verin. Ne yapabileceğime bakacağım. | Open Subtitles | لا, أمهلوني المزيد من الوقت و سأرى ما بإمكاني فعله |
Sol ventriküler destek cihazını devreye sokabiliriz, ona biraz daha zaman tanır ama-- | Open Subtitles | يمكن ان نضع له مضخة للقلب .. منحة القليل من الوقت الأضافي لكن |
Biraz daha zaman geçtikten sonra tekrar gel. | Open Subtitles | ما عساك تكونى فعلتى فى ثلاثة أيام عودى عندما يكون مر وقت أكثر |
Onu her hayata döndürüşümüzün bedenini hırpaladığını ve bunun her seferinde biraz daha zaman aldığını biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أنه من القاسي جدا على جسده كل مرة نحاول فيها إنعاشه وأن ذلك سيستغرق وقتا أطول في كل مرة نحاول فيها. |
Sadece biraz para lazım ve biraz daha zaman, sonra eve geri döneceğim. | Open Subtitles | أريد القليل من النقود وحسب فقط القليل القليل من الوقت وسأعود إلى المنزل |
Bunu ilan etmek için biraz daha zaman geçmesini bekleyelim. | Open Subtitles | دعنا نمنحه المزيد من الوقت قبل أن نجري ذلك الاتصال. |
Sanırım biraz daha zamana ihtiyacımız var. Bize biraz daha zaman verin. | Open Subtitles | مهلا , نحتاج الى المزيد من الوقت فقط امنحونا المزيد من الوقت |
- daha sen gitmeden bitmişti. - Azıcık daha zaman olsa | Open Subtitles | ـ قبل دخولك للتحدث معه ـ مع القليل من الوقت الإضافي |
Düşünmen için biraz daha zaman tanıyacağım fakat beni çok bekletme bebeğim. | Open Subtitles | سأعطيكِ المزيد من الوقت لتُعيدي التفكير ولكن، يا حبيبتي لا تأخذي طويلًا |
Bunu düşünmek için biraz daha zaman istiyorum. | Open Subtitles | إننى أطلب المزيد من الوقت للتفكير فى الأمر |
Biraz daha zaman verin. O korkunun tadını çıkarsın. | Open Subtitles | أعطه المزيد من الوقت دعه يستمتع بتلك الصدمة التي أصابته |
Ona ulaşabileceğimden eminim. Yalnızca biraz daha zaman gerekiyor. | Open Subtitles | إنني قادر على الإتصال به أحتاج إلى المزيد من الوقت |
Sakin ol. daha zaman var . Neredeyse havaalanına geldik. | Open Subtitles | لا تكن عصبي ، لدينا مزيدا من الوقت لقد وصلنا للمطار تقريبا |
Eğer daha zaman geçirmeye devam edersem | Open Subtitles | إن قضيت المزيد من الوقت في القيام بتلك الأمور النسائية، |
Yatırım yapıp yapmama konusunda düşünmek için biraz daha zaman istediler. | Open Subtitles | ارادوا المزيد من الوقت ليفكروا في الاستثمار |
Biraz daha zaman geçtikten sonra tekrar gel. | Open Subtitles | ما عساك تكونى فعلتى فى ثلاثة أيام عودى عندما يكون مر وقت أكثر |
Sana biraz daha zaman vereceğim düşünmeye işbirliği sonuçları. | Open Subtitles | أنا سوف أعطيك وقتا أطول قليلا التفكير في عواقب التعاون. |
Yani, düşündüm de.. Frankie'yle biraz daha zaman geçirmek güzel olurdu. | Open Subtitles | لذا من الجميل أن أقضي وقتاً إضافياً مع فرانكي |
Sanıyorum, ancak biraz daha zaman olsaydı iyi olurdu. | Open Subtitles | نظنّ ذلك، ولكن لانتابني شعور أفضل لو كان لدينا وقت أطول |
O yüzden düşündüm ki birlikte biraz daha zaman geçirmeliyiz. | Open Subtitles | وهذا هو السبب انني فكرت انه يتعين ان نقضي وقتا اكثر معا |
Eğer bana biraz daha zaman verirsen seni temin ediyorum seninle havada asılı olarak konuşuyor olacağım. | Open Subtitles | إذا تَعطيني وقتَ أكثرَ أَضْمنُك أنا سَأكُونُ قادر على الكَلام معك المقام مباشرة السقف |
Sünger Bob ve Patrick'e biraz daha zaman verebilirsin. | Open Subtitles | انك تستطيع اعطاء (سبونج بوب) و(باتريك) مُهلة اضافية |
- Biraz daha zaman gerekecek. | Open Subtitles | -سأحتاج لوقت أكثر -كم من الوقت؟ |
Böylece beraber biraz daha zaman geçirmiş oluruz. | Open Subtitles | ذلك الطريقِ الذي سيسمح لي بقضاء بعض الوقت القليل مَعك |
Bu, birlikte biraz daha zaman geçirmek adına iyi bir yol olabilir | Open Subtitles | وهذا الحل قد يكون مناسبا لتخصيص بعض الوقت لنا خلسة |