Sizinle karşılaşmak daima bir zevk, Madam. | Open Subtitles | دائماً ما يكون سروراً لي مقابلتك، سيّدتي |
Ben daima kafasını dik tutan, düz yürüyen bir adamım, ama bu daima bir hareketti, gösteriydi. | Open Subtitles | انظُر، لطالما كُنتُ الشخص الذي يمشي منتصبَ القامَة، مرفوعَ الرأس لكن ذلكَ دائماً ما كانَ مُجرَّد حركَة للاستعراض |
Bizim içsel tutkularımızı açığa vurduğu için müzik potansiyel olarak daima bir tehdittir. | Open Subtitles | فبقدر ما هي قادرة على تجسيد شغفنا الداخلي دائماً ما تحمل الموسيقى إمكانية أن تتحول إلى تهديد |
Ona göre, buraya gelmiş ilk gemiden değilsen daima bir göçmen olarak kalırsın. | Open Subtitles | لها إذا لم تكن على أول سفينه حطتة هنا سوف تكون دائما مهاجرا |
Çünkü daima bir hanımefendi ya da bir adam falan vardır. | Open Subtitles | لأن هناك دائماً سيدة أورجل.. أو ما شابه |
Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar, onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil, daima bir anlamda kaçmak için, özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için. | TED | إلى حين أن نعيش في مجتمع يكون كل إنسان قد ضمن الكرامة في عمله بحيث يعملون لأجل العيش الكريم، وليس فقط للبقاء على قيد الحياة، فسيبقى هناك دائمًا دافع لهؤلاء الذين يبحثون عن الطرق المفتوحة كوسيلة للهرب للعتق، وبالطبع للتمرد. |
Gerçekten olsaydı söylerdim zaten. Kadınlar sevişmemek için daima bir bahane bulabilir. | Open Subtitles | إذا كان ذلك صحيحا سأقول لك المرأة تستطيع دائماً إيجاد أعذار |
Beni hapiste tutmak için daima bir sebep buluyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتم يا رفاق دائماً ما تجدون سبباً لرمي في التهمة |
Bunu almanızı istiyordum. Birinin evine ilk girişimde daima bir Kutsal Kitap hediye ederim. | Open Subtitles | أريدكِ أن تأخذي هذا. دائماً ما أحضر نسخة من الكتاب المقدس حين أزور منزل شخص لأول مرة. |
Birinin evine ilk girişimde daima bir Kutsal Kitap hediye ederim. | Open Subtitles | دائماً ما أحضر نسخة من الكتاب المقدس حين أزور منزل شخص لأول مرة |
Birinin evine ilk girişimde daima bir Kutsal Kitap hediye ederim. | Open Subtitles | دائماً ما أحضر نسخة من الكتاب المقدس حين أزور منزل شخص لأول مرة |
..aletler hakkında daima bir özdeyişin oluyor, ha? | Open Subtitles | دائماً ما تلقى مقولة عن الأدوات ، هه ؟ |
daima bir şeylerin ölmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | هذه الأشياء دائماً ...ما تنتظر شيئاً يموت |
Bir erkeğin, kız arkadaşını elinde tutmak için daima bir planı olmalı. | Open Subtitles | الرجل دائماً ما يكون لديه خطّة |
Bu adamlar daima bir şeyden ilham alır. Taklitçi herif! | Open Subtitles | هؤلاء الرجال هي مستوحاة دائما من شيء، سخيف نسخة القط. |
Ama hayatlarımız daima bir dengeleme çalışması olmaya devam edecek, acının daha az, güzelliğin daha çok olduğu. | TED | لكن حياتنا دائما وابدا ستستمر لتكون فعلا متوازنا الذي يرفض الألم ويقبل الجمال. |
Kendimi daima bir şekilde sahtekar gibi hissetmiştim çünkü okurum size biraz önce söylediklerimi bilmedi. | TED | دائما ما أشعر أنى بطريقة أو بأخرى كنت مدّعى لأن قرائى لا يعلمون ما قلته لكم. |
- Beklettiğim için özür dilerim. daima bir kriz... | Open Subtitles | -آسف لإبقائك منتظراً, هناك دائماً أزمه واحده |
Bana söyledikleri beyin ameliyatlarında daima bir risk olduğu, ama ne demekse bazen cesur olmak gerektiği. | Open Subtitles | أخبروني بأنه... هناك دائماً مخاطر في جراحات الدماغ لم لا, لابد أن تتحلى بالشجاعة في بعض الأحيان |
Bu tip bir ameliyatta, daima bir enfeksiyon riski vardır, eğer kemik tehlikeye atılırsa-- falan, falan, falan... masada ölüp kalabilirim. | Open Subtitles | , جراحة من هذا النوع هناك دائماً المخاطرة بالعدوى. . |
- Hayır, daima bir cevap vardır. | Open Subtitles | لا، هناك دائمًا إجابات |
Eğer bir deniz aşçısı olamıyorsan, daima bir berber olabilirsin. | Open Subtitles | إن لم تُثبت جدارتك كونِكَ طباخ بحري، تستطيع دائماً تجربة وظيفة الحلاق. |