Peter, Autumn's Piano'u beraber izleyeceğimize dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أن تأتي معي لمشاهدة فيلم بيانو الخريف |
Bana her zaman vaktinde ödeme yapacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنني سأتلقي الأجر دوماً علي الوقت |
Bana bugün iş aramaya gideceğine dair söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني أنك ستخرج اليوم بحثاً عن عمل |
Bu sona ermeli. Son vereceğine dair söz vermiştin! | Open Subtitles | على هذا أن يتوقف لقد وعدتني أنك ستتوقف |
T-ball için kaydımızı yaptırdığımızda... bana yardım etmek için erkenden evde olacağına dair söz vermiştin... ve her şeyi ben yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | عندما سجلنا لبيسبول الصغار وعدتني بأنك ستعود للمنزل باكراً لكي تساعدني وكان علي أن أجهز كل شيء؟ |
Kimseye söylemeyeceğine dair söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني بأنك لن تخبر أحداً |
Bana bu sorunun çözüleceğine dair söz vermiştin ama çözülmedi. | Open Subtitles | أنت وعدتني بأن هذا الأمر كان سينتهي بحلول الوقت الآني ولكنه لم يحل |
Beni bulamayacağına dair söz vermiştin; ama buldu. | Open Subtitles | وعدتَ بِأنه لن يعثر عليّ ولكنه فعل |
Bir daha yapmayacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتِني أنك لن تفعلي هذا مجدداً |
Hayır, bana, beni kimsenin görmeyeceğine dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لقد وعدتني ألا يراني أحد هنا أبداً |
Hikâyeni dinlersem, oğlumu geri alacağıma dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني لو استمعت لقصتك ستعيد لي ابني |
Bana söylemeyeceğine dair söz vermiştin ve sen kızına söyledin. | Open Subtitles | لقد وعدتني انك لن تفعلي وقد اخبرتي ابنتك |
Gale, ulusal televizyonda on dakikalık bir haber olacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | "جايل", لقد وعدتني بعشر دقائق على التلفاز |
Bana bu işe karışmayacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك ستبقين خارج الموضوع. |
Bob, onu düşürmeyeceğine dair söz vermiştin! | Open Subtitles | بوب , أنت وعدتني أنك لن تسقط هذه المرة |
Herkese anlatmayacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك لن تقولي شيء لأحد |
Kimseye söylemeyeceğine dair söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني بأنك لن تخبر أحداً |
Annem cennete gittiğinde, sen hep birlikte olacağımıza dair söz vermiştin. | Open Subtitles | عندما ذهبت أمي إلى الجنة وعدتني بأن نكون دائمًا معًا. |
Bir süre önce beni özgür bırakacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | كان من وقت طويل وعدتني بأن تطلق سراحي |
- Emredici konuşmayacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتَ بأن لا تبدو مُهدّداً |
Kimseye senin Dedikoducu Kız olduğunu söylemezsem beni koruyacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتِني بحمايتي... إن لم أخبر أحدًا بكونكِ "فتاة النميمة". |