O mahkum, Barnett'in sağ elinin kesildiğini gördüğüne dair yemin ediyor. | Open Subtitles | هذا الصديق يقسم أنه رأى يد " بارنيت " اليمنى مبتورة |
O mahkum, Barnett'in sağ elinin kesildiğini gördüğüne dair yemin ediyor. | Open Subtitles | هذا الصديق يقسم أنه رأى يد " بارنيت " اليمنى مبتورة |
Bir diğeri Bragg ve bazı adamlarının Mexico civarlarında altın taşıyan bir treni soyduklarına dair yemin ediyor. | Open Subtitles | وأخر أقسم أنه شاهد براغ ورجاله يسرقون قطار في المكسيك يحملون الذهب |
Kuzenim çer çöp bisikletini çarptığında bir kimsenin olduğuna dair yemin ediyor. | Open Subtitles | إبن عمى أقسم أنه خاضها عندما تحطمت دراجته |
O da Eddie'nin kendisin atlatmaya çalıştığını düşünmüş, ve o yüzden o tehidt mesajını göndermiş fakat gerçek manada bunu demek istemediğine dair yemin ediyor. | Open Subtitles | قال انه يعتقد أن إدي كان يحاول تفادي له وهكذا هذا هو السبب في أنه أرسل له رسالة تهديد، لكنه أقسم أنه ألم وأبوس]؛ ر يعني ذلك. |