| dairesindeki aynı tablonun bir parçası bu. | Open Subtitles | إنها قطعة من نفس الرسمة . التي كانت داخل شقته |
| Paranoya, halüsinasyonlar, dairesindeki canavarlar falan. | Open Subtitles | حالة جنون الارتياب ، حالة هلوسة ، وجود وحوش في شقته |
| Yeşil lekelere bakın. Kadının dairesindeki çantasından almadıysa nereden aldı? | Open Subtitles | لاحظ البقعة الخضراء, كيف له ان يحصل عليه الا من حقيبتها داخل شقتها ؟ |
| İş yerinde Claire adında biri var bizi dairesindeki partiye davet etti. | Open Subtitles | اوه , هناك فتاه بالعمل , تدعى كلير و , دعوتنا الى حفلة في شقتها |
| Pistteki kan örneğine, neredeyse bin fotoğrafta baktım. Ve dairesindeki tonlarcasına. | Open Subtitles | لقد عاينتُ الكثير من الصور لأنماط إنتشار الدم في الحلبة و في شقة الضحية |
| Met dairesindeki vurulma her nasılsa önceden düşünülmüş ve planlanmıştı. | Open Subtitles | ولكن اطلاق النار في شقة الميث المخدرات.. على اي حال كانت مدبرة وتم حساب الأمر لها |
| Öldürülen adamın dairesindeki halıda bulduğumuz kanın grubu Dedektif Chao'nunkiyle aynıydı. | Open Subtitles | الذي الدمّ الذي وجدنا على بطانة السجادة... في شقّة الضحيّة كان المخبر تشاو. |
| Daemon'un dairesindeki kazıkları görünce de suçu, oğlunuzun hayatında olmasından nefret ettiğiniz kişilerin üzerine yıkabileceğini düşündü. | Open Subtitles | وعندما رأت المواعيد بشقة الشيطان إعتقدت بإنها يمكن أن تلقى باللائمة على الناسِ في حياة إبنك الذين كرهتهم |
| Peki, Ella'nın dairesindeki dinleme cihazını kim dinliyordu? | Open Subtitles | -حسناً، إذن من كان يستمع لمُراقبة شُقة (إيلا)؟ |
| Bay Fisher'in dairesindeki her şeyin bir dökümünü bile bana gönderdiler. | Open Subtitles | بل أرسلو لي جرد لكل شيء في شقته |
| Eski dairesindeki bir hayalet şimdi. | Open Subtitles | والآن أصبح الشبح في شقته القديمة. |
| Ne yanmış adam ne de dairesindeki diğer adam hakkında tek kelime etmiyor. | Open Subtitles | لا شيء عن الرجل المحترق ولا حتى عن الرجل الذي في شقتها |
| Hayır. Sadece dairesindeki adamın peşinden gelmeyeceğine emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | كلا, أريد أن أتأكد بأن الشخص الذي كان في شقتها لن يحاول فعل ذلك ثانيةً |
| Bay Zheng'in dairesindeki halıda bazı garip çentikler vardı | Open Subtitles | كان هناك بعض المنحنيات في السجادة في شقة السيد |
| Bir kaç gün önce yanıma geldi ilk kurbanın dairesindeki doğum kontrol haplarını sormak için | Open Subtitles | جاءت إلي قبل بضعة أيام تسأل عن الحبوب التي كانت في شقة الضحية الأولى |
| Doku parçasının DNA'sı, Harris'in dairesindeki halının altında bulunan kanınkiyle eşleşiyor. | Open Subtitles | الحمض النووي من الجلد يُطابق الدمّ المُجفّف الذي وَجدَ تحت السجادة "في شقّة (هاريس)" |
| Ayakkabından bir cam kırığı parçası çıkardım ve Josh'ın dairesindeki şarap şişesi ile eşleşti. | Open Subtitles | سحبت شظية زجاج من حذائكِ، وطابقة قنينة النبيذ في شقّة (جوش). |
| - Mulder'ın dairesindeki soğukkanlılıkla öldürülmüş adam ve senin onu bilerek yanlış teşhis etmeni göz önünde bulundurursak, evet korkuyorum. | Open Subtitles | -حسناً, باعتبار أن الرجل الميت.. بشقة مولدر قُتل بدم بارد.. وأنكم سوف تخطئون تعرف هويته, أجل, أنا خائفة. |
| Anahtar, muhtemelen Nemec'in dairesindeki kitaplardan birinde. | Open Subtitles | الأغلب أنّ المُفتاح موجود بأحد الكُتب في شُقة (نيميك). |
| Kazan dairesindeki herifler de öyle. | Open Subtitles | مثل أصحاب غرفة المرجل |
| Kuzey Kutup dairesindeki UBV seferinde son dakikada bir boşluk açıldı. | Open Subtitles | حسنا، أصبح هناك شاغرا في بعثة المؤسسة للمنطقة القطبية الشمالية في اللحظات الأخيرة |
| Kitap kodunu dairesindeki her şeyde kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | أود إستخدام شفرة الكتاب على كل شيء يتواجد بشقته |