"daki insanların" - Translation from Turkish to Arabic

    • الناس في
        
    • أهل
        
    Bu, Afrika'daki insanların artık yöneticilerinin yolsuzluklarına tahammül etmek istemediklerini gösteren bir hikayedir. TED هذه هي قصة عن حقيقة أن الناس في أفريقيا لم تعد على استعداد لتحمل الفساد من قادتهم.
    Ben faturasını ödeyebilecek durumda olsadım bile Kongo'daki insanların çoğu gibi, anne ve babamın telefonu yoktu. TED حتى لو كان بإمكاني توفير هاتف في المنزل لكن كمعظم الناس في الكونغو، والديّ لم يكن لديهم خط هاتفي.
    Afrika'daki insanların AIDS yüzünden ölmesini önemsediğimizi göstermek istedik. TED أردنا أن نظهر أننا نهتم بمشكلة موت الناس في افريقيا بسبب الايدز.
    Kuzey Amerika ve Avrupa'daki insanların hayatları ve kültürleriyle çok iç içe olduğumuz için, sizin tarihiniz ve geleceğinizde ne kadar kritik olduğumuza şaşırabilirsiniz. TED نحن متشابكون جدًا بحياة وثقافة أهل أمريكا الشمالية وأوروبا، قد تستغربون كم ننتقد تاريخك ومستقبلكم.
    Proculis'teki her ruh Dünya'daki insanların birbirine karşı duyduğu nefret ve öfkeden kurtulmuştur. Open Subtitles كل من يعيشون فى بروكليوس قد تحرروا من الكراهية أهل الأرض يبدون خائفين من بعضهم البعض
    Güzel, ama Afrika'daki insanların bu kıymetli küçük taşlar yüzünden bok içinde yaşadığını saymazsak. Open Subtitles ظريف، ما عدا حقيقة أن الناس في أفريقيا يُقاسونَ الأمرين بسبب تلكَ الأحجار النادرة
    Osaka'daki, Kyoto'daki ve Tokyo'daki insanların bunu bilmemelerinin sebebi medyanın tüm olanları gizlemesi. Open Subtitles "الناس في "أوساكا"، "كيوتو" و"طوكيو السبب في عدم معرفتهم بالأمر هو التعتيم الإعلامي
    Jeffrey kaçak durumda ve Haven'daki insanların bedenlerini değiştiriyor. Open Subtitles جيفري على المدى وانه يحول الناس في جميع أنحاء هايفن
    Japonya'daki insanların neden telefonu "moshi moshi" diye cevapladığını biliyor musun? Open Subtitles أتعلمين لماذا يرد الناس في اليابان على الهاتف بكلمة "موشي موشي"؟
    Her ne kadar Oxford'daki insanların bunu sıklıkla yapmadığını düşünsem de eğer bir gün denize giderseniz ve ağız dolusu deniz suyu yutarsanız, unutmayın ki yuttuğunuz suyun her mililitresinde yaklaşık 1 milyon adet bakteri ve on milyonlarca virüs bulunur. TED وربما هو شئ لا يفعله الناس في أوكسفورد دائماً، لكن إن كنت قد ذهبت مرة إلى البحر، وشربت جرعة ماء من البحر، ضع في إعتبارك أن في كل مليمتر حوالي مليون باكتريا ومتسوط 10 ملايين من الفيروسات.
    Liverpool'daki insanların pek azında böyle. Open Subtitles الناس في ليفربول لا يعتنون بهم
    Virüs yayılsaydı, Seul'daki insanların yarısı ölebilirdi! Open Subtitles إذا خرج الأمر عن السيطرة ! يمكن أن يتعرض الناس في سيئول إلى الموت
    Şandong'daki insanların yalnızca Kuzeydoğu'ya gitmeleri gibi. Open Subtitles مثل الناس في "شاندونغ" يذهبون إلى المنطقة الشمالية الشرقية.
    İkimiz de biliyoruz ki bu meblağ Kibera'daki insanların ödediğinden az. Open Subtitles كلانا يعرف أنه أقل بكثير مما يدفع الناس في "كيبيرا".
    Florida'daki insanların Windex içmelerine engel olan şey etiketler. Open Subtitles تُبقي التصنيفات الناس في "فلوريدا" بعيدين عن شرب سوائل التنظيف.
    Tahmin edebileceğiniz gibi, site İngilizce ve İspanyolca olacak. Böylece Peru'da ve bütün Latin Amerika'daki insanların da katılımını sağlayabileceğiz. TED لعلمكم فقط ، فإن الموقع سيكون باللغتين الإنجليزية والإسبانية معا، وهذا أمر ضروري للغاية للتأكد من أن الناس في "بيرو" وفي جميع أنحاء أمريكا اللاتينية يمكنهم المشاركة.
    Bu şekilde Chicago Üniversitesi'nde ortaya çıkıverdi. Ünlü sosyolog William Julius tüm Chicago'daki insanların dahil olduğu bir anket içeren bir kitap yazmaktaydı. TED فذهب إلى جامعة شيكاغو. وعالم الاجتماع الشهير، "وليام جوليوس ويلسون"، كان يكتب كتاب يتطلب دراسة الناس في جميع أنحاء شيكاغو.
    geçtiğimiz dokuz sene boyunca Togo konusunda farkındalığı arttırmak için Togo'daki insanların korkularını yenmeleri ve bir gün onların da öne çıkıp istediklerini söyleyebilmeleri için bir sürü ülkeyle çalıştım. TED للـ 9 سنوات الماضية، عملت مع العديد من الدول من أجل التوعية في ما يتعلق بتوجو، لمساعدة أهل توجو لمواجهة مخاوفهم من أجل القيام بالتغيير.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more