Dalai Lama, sevginin ve şefkatin gereksindiğimiz şeyler olduğunu, bunların lüks olmadığını söylemiş. | TED | قال دالاي لاما ذات مرة أن الحب والتعاطف من ضروريات الحياة، وليسا من الكماليات. |
Önceki Dalai Lama zamanında savunma bakanıyken o zamanlar orduyu yeniden düzenlemek istemiştin. | Open Subtitles | عندما أنت كُنْتَ وزيرَ الدفاع إلى دالاي لاما السابق... أردت أن تنظم الجيش. |
Dalai Lama'nın hasırında yoga yapmıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تمارسين اليوغا على حصيرة دالاي لاما |
Dalai Lama ya da Yoda gibi güvenilir, dengeli, bilinen, güvene alan, güvende, kutsal, derin düşünceler içinde ya da bilge biri misiniz? | TED | هل يمكن الاعتماد عليك، ومستقر ، مألوف، آمن ومقدس، متأمل وحاكم مثل الدالاي لاما أو يودا؟ |
Bence Dalai Lama bunu duymalıydı. Keşke orada olup bunu duysaydı. | TED | اعتقد كان يجب على الدلاي لاما ان يسمع ذلك, ليته كان موجود هناك ليسمعه. |
Bir sonraki Dalai Lama'yı izlemek için ritüel kullanılmadığı ortaya çıktı, ama daha ziyade onun sorumluluklarını yeni üstlenecek kişiyi açığa çıkarıyor. | Open Subtitles | ويبدو أن الطقوس لم تستعمل لتتبع الـ " ديلي لاما " التالي بل كشف من سيكون |
Dalai Lama fotoğrafı. | Open Subtitles | داليا لاما,صورة داليا لاما. |
Tibet hükümetinin ricamızı onurlandırıp Dalai Lama'nın siyasi rüşdünü ispatlamasına izin vermesini naçizane istiyoruz. | Open Subtitles | نَسْألُ الحكومةَ التيبتيةَ بتواضع لتَشريف طلبِنا... وتَركَ دالاي لاما أنجزْ أغلبيتَه السياسيةَ. |
Teddy Kennedy, Henry Kissenger ve Dalai Lama uçaktaydı... | Open Subtitles | تيدي كندي، هنري كيسينجر و دالاي لاما على هذه الطائرةِ... |
ve doktoru Dalai Lama Michael burada iken ona katılma talebinde bulundu. | Open Subtitles | والـ(دالاي لاما) أحد أطبائه ليحضر إلى (مايكل) أثناء تواجده هنا. دالايلاما: قائددينيبوذي |
TK, Dalai Lama gibi şu anda. | Open Subtitles | تي.كي عملياً هو بصيص دالاي لاما |
Dalai Lama ile tüm saygın inanç sahipleri yok olacak ve unutulacaklar." | Open Subtitles | دالاي لاما وكُلّ الحملة المحترمون للإيمانِ... سَيَختفي ويُصبحُ بلا اسمَ." |
Bu şefkat ve düşman ile ortak bir zemin bulmak fikri benim için bir çeşit politik-ruhani egzersiz ve ben Dalai Lama değilim. | TED | هذا هو كل شيء عن إيجاد الشفقة والأرض المشتركة مع أعدائك هو شيء مثل تدريب السياسة الروحية بالنسبة لي أنا لست الدالاي لاما |
Fakat bu doğru, çünkü Dalai Lama'nın dini Tanrı'ya inanmayı gerektirmiyor. | TED | ولكنه صحيح، لأن دين "الدالاي لاما" لا ينطوي على الإيمان بالله. |
Babam yahudi, ama Dalai Lama olmayı diliyor. | Open Subtitles | أبي كان يهوديا ولكنه كان يتمنى أنه الدالاي لاما |
İşin sırrı bu. Herkes yanlış biliyor. Buda'nın sıkıcı olduğunu düşünüyorlar, sonraysa Dalai Lama ile tanıştıklarında çok şaşırıyorlar çünkü o çok neşeli birisi. | TED | هذا هو الحل الجميع عندهم فكرة خاطئة. يعتقدون ان بوذا كان مملا جدا. وهم يدهشون حين يقابلون الدلاي لاما ويجدونه بشوش جدا |
Yağmur Yağdıran, yönetim danışmanlığının Dalai Lama'sıdır iyi biri olduğundan çok; epey etkili biri olduğunu belirtmek için söylüyorum. | Open Subtitles | صانع الأمطار هو الدلاي لاما بالنسبة للاستشارات الادارية ولا داعي لذكر، أنه شخص جيد وذو تأثير عميق |
Bunu Dalai Lama ile paylaş, mankafa. | Open Subtitles | تشارك ذلك مع الـ"ديلي لاما" أيها المغفل |
Eve gelirken yolda Dalai Lama'nın ilginç bir konuşmasını dinledim. | Open Subtitles | لقد كنتُ استمع لشريط رائع لـ (داليا لاما) أثناء عودتي للمنزل. |
Dualarımız Kutsal Efendimiz, Dalai Lama'ya halkını birleştirmesi için kuvvet bahşedilsin diye. | Open Subtitles | نصلى أن فخامته الدلاى لاما.. سَيَمْنحُ القوَّةَ لتَوحيد شعبهِ. |
Çünkü, şefkat bir angarya olsa, kimse bunu yapmazdı -- belki Dalai Lama ya da onun gibi birisi hariç. | TED | لأنه ، لو كانت "التعاطف والتراحم" و اجباً ثقيلاً، لن يفعلها أحد.. ما عدا، ربما، الدالي لاما أو شئ من هذا القبيل. |
Ve beşinci haftada Dalai Lama'nın halka açık dersleri vardı. | TED | وتماما في تلك الآونة وفي الاسبوع الخامس كان هنالك درس " عام " للدلالي لاما |
Dalai Lama'nın bir cümlesi var... Demişti ki, "Sevgi ve merhamet gerekliliktir. | TED | وبعبارة الدلالي لاما كما قال يوماً الحب و التعاطف هما من اساسيات الحياة |