"dalgagüdücü" - Translation from Turkish to Arabic

    • ويف رايدر
        
    • وايفرايدر
        
    • وايفريدر
        
    • وافيريدر
        
    Dalgagüdücü'yü işaret eden Zaman Radyofarı tespit ettim, gerçi burası 1960 yılıydı. Open Subtitles أرصد فناراً زمنياً يبعث إشارة لـ (ويف رايدر) -لكن هذه سنة 1960
    Adı Dalgagüdücü. On yılı aşkındır benim gemim. Open Subtitles تدعى (ويف رايدر) إنها سفينتي لأكثر من عقد
    Dalgagüdücü'ye el koyduğum vakit Zaman Efendisi olarak görevimden feragat ettim. Open Subtitles تركت مكاني كأحد سادة الزمان عندما قدت مركبة (ويف رايدر)
    Affedersin de, 2016'dan Dalgagüdücü'yü görmek ve zamanda yolculuk edebilmek için kaçtım. Open Subtitles عذرًا، هربت من عام 2016 لأرى (وايفرايدر) وليتسنى لي السفر زمنيًا. -و؟
    Neyse ki Dalgagüdücü'de kablolu tv var. Open Subtitles من الجيد أن سفينة "وايفرايدر" فيها القنوات المدفوعة
    Dalgagüdücü'deki yapay zekanın bozulması gerektiği Bay Thawne'ın aklına gelmedi. Open Subtitles لم يخطر على السيد (ثاون) أن الذكاء الاصطناعي بداخل (وايفريدر) يحتاج إلى تخريب.
    Chronos Dalgagüdücü'ye saldırdığında yan gemi zarar görmüştü. Open Subtitles لما هاجم (كرونوس) (ويف رايدر)، تضررت سفينة القفز
    Boşuna nefes tüketiyorsun Profesör. Biz Dalgagüdücü'ye dünyayı kurtarmak için bindik. Open Subtitles أجل، أقنعتني يا بروفيسور، نستقل (ويف رايدر) لإنقاذ العالم
    Bunu ve Bay Rory'i Dalgagüdücü'ye götürmemiz gerekiyor. Open Subtitles علينا حمل هذا والسيّد (روري) إلى (ويف رايدر)
    Dalgagüdücü kalkışa hazır Captain. Ama ne kadar hazır olur bilemiyorum. Open Subtitles (ويف رايدر) جاهزة للعمل يا كابتن، لكني لا أضمن لمتى
    Dalgagüdücü'yi yok edersen hiçbirimiz eve dönemeyeceğiz. Open Subtitles إن دمرت (ويف رايدر)، فلن يعود أي منا لدياره
    - Holografik yansımayı takip ediyormuşuz bu da Dalgagüdücü'nün kaçmasını sağladı. Open Subtitles كنا نتبع صورة وهمية مما سمح لـ (ويف رايدر) بالفرار
    Sen Dalgagüdücü'yü istiyorsun, ben de eve gitmek istiyorum. Open Subtitles أنت تريد (ويف رايدر) وأنا أريد العودة للديار
    Dalgagüdücü'deki dostlarımız muhtemelen ölmüştür Profesör Stein'a da kim bilir ne oldu. Open Subtitles الطاقم المتبقى في (ويف رايدر) في الأغلب أموات الآن والله يعلم ما حدث للبروفيسور (ستاين)
    Korsanlardan kurtulmuş ve Dalgagüdücü'ye geri dönüyormuş. Open Subtitles يبدو أنه هرب من الأسر والآن عائد إلى (ويف رايدر)
    Teşekkürler Gilbert. Lütfen Dalgagüdücü'yü çağır. Open Subtitles شكراً لك يا (غيلبرت)، تواصل رجاءً مع (ويف رايدر)
    Hayır, Dalgagüdücü Savage'ın son saldırısında ciddi hasar gördü. Open Subtitles كلّا، (وايفرايدر) تضررت بجسامة إثر هجوم (سافدج) الأخير
    Gideon bile. Dalgagüdücü dayanacak. Söz veriyorum. Open Subtitles ولا حتّى (غيديون)، (وايفرايدر) ستصمد، أعدك
    Yaptırdığın tüm işlerle bana Dalgagüdücü'yü öğretiyordun. Open Subtitles كل ما جعلتني أعمله، كنت تعلمني عن (وايفرايدر).
    - Dalgagüdücü'de onların gemilerinden biri yok mu? Open Subtitles ألا نملك إحدى سفنهم على متن (وايفرايدر
    Nate ve Amaya'yı Dalgagüdücü'ye sahip çıksınlar diye gemide bıraktık. Çaylaklar. Open Subtitles (نيت) و(أمايا) يحرسان (وايفرايدر) إنهما المنضمان الجديدان
    Sayılır ama ben de Dalgagüdücü'nün kendisi kadar gerçeğim. Open Subtitles نوعاً ما، ولكني حقيقية جداً، -كما أن (وايفريدر) حقيقة .
    İşte o yüzden siz üçünüz diğer sizler kilisedeyken gizlice Dalgagüdücü'ye gireceksiniz. Open Subtitles وهذا هو السبب في ثلاثة منكم ستعمل التسلل إلى وافيريدر أخرى في حين أن الآخر كنت في الكنيسة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more