Dalgagüdücü'yü işaret eden Zaman Radyofarı tespit ettim, gerçi burası 1960 yılıydı. | Open Subtitles | أرصد فناراً زمنياً يبعث إشارة لـ (ويف رايدر) -لكن هذه سنة 1960 |
Sen Dalgagüdücü'yü istiyorsun, ben de eve gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أنت تريد (ويف رايدر) وأنا أريد العودة للديار |
Teşekkürler Gilbert. Lütfen Dalgagüdücü'yü çağır. | Open Subtitles | شكراً لك يا (غيلبرت)، تواصل رجاءً مع (ويف رايدر) |
The Ed Sullivan Show izlerken uyuyakaldık ama Dalgagüdücü'yü gördüğün an o iki yıl hiç yaşanmamış gibi davrandın. | Open Subtitles | ولكن عندما رأيت (ويف رايدر) كما لو أن هذين العامين تم محوهما |
Dalgagüdücü'yü kalkışa hazırla. | Open Subtitles | حضري مركبة (ويف رايدر) للإقلاع |
Gideon'a Dalgagüdücü'yü getirmesini söylerim. | Open Subtitles | سأطلب من (غيديون) الهبوط بـ (ويف رايدر) |
Güvenin bana hem kendiniz hem de bu görev için yapabileceğiniz en iyi şey 2046'da Dalgagüdücü'yü tamir edip kendi zamanlarınıza dönmek ve bunların gerçekleşmemesinden emin olmanızdır. | Open Subtitles | صدقوني لما أخبركم أن أفضل شيء لكم ولهذه المهمة هو إصلاح (ويف رايدر) هنا بعام 2046 ثم العودة لزمنكم والحرص على عدم تحقق المستقبل الراهن قط |
Dalgagüdücü'yü kendine istiyorsan bize ateş etmeyeceksindir. | Open Subtitles | إن أردت (ويف رايدر)، فمحال أن تقصفنا |
Gitmene izin verirsem bana Dalgagüdücü'yü vereceksin. | Open Subtitles | أنا أدعك تذهب وأنت ستسلمني (ويف رايدر) |
- Seni bırakırım, sen de Dalgagüdücü'yü teslim edersin. | Open Subtitles | أنا أدعك تذهب وأنت ستسلمني (ويف رايدر) |
Dalgagüdücü'yü güneşe doğru uçuruyorum. | Open Subtitles | سأحلق بـ (ويف رايدر) إلى داخل الشمس |
- Dalgagüdücü'yü nasıl geri çağıracağız? | Open Subtitles | كيف نعيد (ويف رايدر) لهنا ؟ |