Bu grafikler zorlayıcı ve dalgalı, ama insanların bakış açısından aslında çok bir faydası yok. | TED | تلك الرسومات متموجة ومتحكم بها. ولكن من من منظور بشري، في الواقع ليست مفيدة جدا. |
"Ona mavi göz ve dalgalı sarı saçlar verdi. | Open Subtitles | لقد أعطاها عينان زرقاوتان و شعر أشقر مموج |
Koyu, ama çok koyu değil ve çok güzel doğal dalgalı. | Open Subtitles | هو سميك ولكنه ليس سميك جدا وهو لديه موجة طبيعية جيدة جدا |
Ve gerçek şu ki acımasız bir şekilde Will Shuester'ın gür, dalgalı saçları ile alay ediyorum çünkü kıskanıyorum. | Open Subtitles | اعتدائي على شعر ويل شيستر المتموج اللامع لأنني أغير منه |
Kuzey enlemi açısından müthiş bir nedenin var çünkü dalgalı sulardan kaçınmak istersin. | Open Subtitles | أنت عند خط عرض 30 درجة شمالًا لأنّك تودّ تجنّب الموج القويّ |
Telefonunu koyduğun yüzey esasında çift dalgalı bir sifondu. | Open Subtitles | ما وضعت هاتفك عليه كان جهاز ثنائي الموجة |
"Okyanus dalgalı olduğunda." | Open Subtitles | "والمحيطات يحتفظ المتدفقة". |
Deniz çok dalgalı ve öğleden sonra fırtına çıkacak. | Open Subtitles | البحر هائج جداً، وستأتي عاصفة هذا المساء. |
Bu da kendini dalgalı denizde yüzen bir teknedeymiş gibi hissetmeni sağlıyor. | Open Subtitles | ذلك ما يجعلك تشعر و كانك على متن قارب في مياه هائجة |
Elektron, hidrojen atomunun merkezi çekirdeğinin etrafında dalgalı bir şekilde dans eder ve bir yörüngeden diğerine kuantum sıçramaları yapar. | Open Subtitles | يرقص الإلكترون بشكل حلقة متموجة حول النواة المركزية لذرة الهيدروجين ويقوم بقفزات كمومية من مدار الى أخر |
Karanlık dalgalı kısımları ve güneş dokunduğunda yer yer kumral ışıltılarıyla. | Open Subtitles | ...داكن مع بقع متموجة مع قليل من اللون الكستنائي |
Karanlık dalgalı kısımları ve güneş dokunduğunda yer yer kumral ışıltılarıyla. | Open Subtitles | ...داكن مع بقع متموجة مع قليل من اللون الكستنائي |
Kıvırcık mı, dalgalı mı, yoksa kırkmalı saç mı istersiniz? | Open Subtitles | هل تريده مجعّد او مموج أو متحدّر ؟ |
Bu adam kahverengi gözlü ve dalgalı saçlı mıydı? | Open Subtitles | هل لديه شعر مموج و عيون كستنائيه |
Durağan dalgalı parçacık yer değişim kuramı nedir? | Open Subtitles | ما هو قانون لأزاحة الجسيمات في موجة مستقرة؟ |
Sen ve dalgalı, kahve saçlı çocuk. | Open Subtitles | أنت والرجل ذو الشعر المتموج الرمادي والبني |
En iyi sperm oval başlı, diyaframdan daha ince... dalgalı hareket eden bir kuyruğu olandır. | Open Subtitles | الحيوان الأفضل له رأس بيضاوي ووسط هزيل وذنب يتحرك مثل حركة الموج |
Kısacası yalnızca takımın görebileceği radyo dalgalı güvenlik duvarı oluşturuyor. | Open Subtitles | إنه جوهرياً يكون جداراً نارياً لاسلكي الموجة لا يراه إلاّ فريقنا |
"Okyanus dalgalı olduğunda." | Open Subtitles | "والمحيطات يحتفظ المتدفقة". |
Geçen haftaki dalgalı denizde battığı bildirilen cruiser yatına kadar izini sürmüşler. | Open Subtitles | تتبعناه إلى طراد اليخت الذي أبلغ أنه غرق في بحر هائج الاسبوع الماضي . |
- dalgalı. | Open Subtitles | ـ أمواجات هائجة |
dalgalı kenger otu yapraklarıyla süslenmiş kabartma çiçek desenleri var. | Open Subtitles | بنمط منمق منقوش تموج أوراق الأقانثا |
2 metrelik kanat genişliğiyle dalgalı albatros Galapagos'un en büyük kuşudur. | Open Subtitles | القطرس المموج هو الطير الأكبر في غالاباغوس مع طول جناح بـ 7 أقدام |
Üç tane dalgalı çizgi. | Open Subtitles | ثلاثة خطوط مموجة |
dalgalı kalça sıyrığı. | Open Subtitles | هرش فخذ متموّج |
dalgalı denizler ve ahmakıslatan bekliyoruz. | Open Subtitles | نحن نتوقع بعض الأمواج المتلاطمة و بعض القطرات الخفيفة. |
Elektron, hidrojen atomunun merkezi çekirdeğinin etrafında dalgalı bir şekilde dans eder ve bir yörüngeden diğerine kuantum sıçramaları yapar. | Open Subtitles | يرقص الإلكترون في الحلقة المتموجة حول نواة المركز لذرة الهيدروجين و يقوم بقفزات كمية من مدار إلى مدار |