| Daha iyi bir fikri olan yoksa, Dallas'ın planına uygun hareket edeceğiz. | Open Subtitles | اذا لم يكن عند احدكم فكرة افضل ، سنستمر فى خطة دالاس |
| Dallas'ın araba telefonuyla hayatımın en önemli telefon konuşmasını yaptım. | Open Subtitles | أَمْسكُت هاتفَ سيارةِ دالاس سيّئ وقمت بالإتصال الأهم في حياتي |
| Yani bu tiyatroda tamamen kapalı, görsel ve işitsel kontrollü, insana samimi gelen büyük akustikli bir Shakespeare oynayabilirsiniz ya da Dallas'ın siluetinin önünde bir Beckett da olabilir. | TED | إذاً, تملك شركة المسرح القدرة على تقديم عرض ساحر, مع تحكم رائع بالإضاءة والصوت, وحميمية رائعة لمسرحية لشيكسبير. كما يمكنها تقديم عرض لبيكيت مع أفق سماء دالاس في الخلفية. |
| Dallas polisinin az önce bildirdiğine göre... saat 13..15'te, Dallas'ın banliyösü Oak Cliff'te vurulan... polis memuru J.D. Tippit cinayetinde bir zanlı ele geçirildi. | Open Subtitles | فى تصريح لشرطة دالاس .. أعلنت للتو أنها اعتقلت أحد المشتبه فيهم في عملية القتل من دالاس الشرطي جيه دي تبيد |
| Ama ikimiz de onu sopayı çevirip Dallas'ın amigolarıyla yürürken göremeyeceğimizi biliyoruz. | Open Subtitles | لكن أعتقد أن كلانا يعرف بأننا لن نراها أبداً تلعب القفز بالحبل ولن نراها أيضاً ضمن فريق مشجعات دالاس |
| Son 18 yıldır Dallas'ın hemen dışındaki küçük bir evde karısıyla birlikte yaşıyor. | Open Subtitles | عاش فى منزل صغير خارج دالاس ل 18 عام مع زوجته |
| - Manzaraya bak... Dallas'ın tüm merkezini görebiliyorsun. | Open Subtitles | وإلقي نظرة على المنظر يمكنك رؤية كل وسط مدينة دالاس |
| Dallas'ın donuk insanlarına göre bu daha sıcak kanlı bir karşılama. | Open Subtitles | هذا تغير محبب عن سكان دالاس الباردين الغير مباليين بالغير |
| Dallas'ın sezon dışı bazı sıkıntıları olmuş ve Hal'in eli kolu bağlı. | Open Subtitles | دالاس واجهوا بعض المشاكل بعد نهاية الموسم و "هال" ، انه متشبت |
| Dallas'ı bulacağız, seni hapse geri tıkacağız ve Dallas'ın yerini senin söylediğini yayacağız. | Open Subtitles | سنعثرُ على دالاس وسنزجُ بكـَ في السجن وسنذيعُ خبر أنَّكَـ من أنارَ طريقنا إلى دالاس |
| Jimmie Ray, Dallas'ın terk edilmiş bir fabrikadan bahsettiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ جيمي بأنَّ دالاس أخبرهُ شيئاً حيالَ الذهابِ إلى مصنعٍ مهجورٍ |
| Beni Dallas'ın üzerine indirmeninin bir yolu var mı? | Open Subtitles | أهناك طريقة يمكنك بها أن تضعني على متن الـ" دالاس"؟ لماذا ؟ |
| Argyle, Teksas. Dallas'ın kuzeyinde. | Open Subtitles | آرجيل، تكساس تقع في شمال دالاس |
| Carrollton, Dallas'ın hemen dışındaki banliyölerden biri. | Open Subtitles | كارلتون تكساس هي ضاحية خارج دالاس |
| ..Dallas'ın güzel manzarasının tadını çıkaralım. | Open Subtitles | و تأمـل هـذه الرؤيـة الشاملـة لمنظـر "دالاس ، تكسـاس" |
| Dallas'ın en büyük mafya babası şüphelimizi öldürtüyor. | Open Subtitles | أكبر عصابة في "دالاس" تأمر بقتل المشتبه به الذي لدينا |
| Dallas'ın yönetim şeklini özleyeceksiniz, | Open Subtitles | تفتقدون طرق دالاس بالتعامل مع الامور |
| Dallas'ın yakınında bile değiliz ve polis bizi her an tutuklayabilir. | Open Subtitles | نحن في أي مكان بالقرب من دالاس... والشرطة ستعمل القبض علينا أي لحظة. |
| Çünkü Dallas'ın yerini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لأنَّني يجبُ أن أعرفَ مكانَ دالاس |
| Dallas'ın tamamında o bahisleri yaparak akıllı davrandığını sanıyordun. | Open Subtitles | تراءى لك أنّك ذكي جدًا بالمراهنة بكل ."هذه الرهانات في كل أنحاء "دالاس |