| Yüce tanrım iki adet damarlı penis gibi gözüküyorlar. | Open Subtitles | يا إلهي. إنهما يبدوان قضيبين كبيرين ممتلىء بالعروق. |
| Sanki aleti patlayacak gibi. Çok damarlı ve sert. | Open Subtitles | يبدو أن قضيبه سينفجر إنّه منتصب و ممتليء بالعروق جدًا |
| Korkunç, damarlı ama iyi bir peri. | Open Subtitles | جنيّةجيدة ...مخيفة ، مليئة بالعروق |
| Bir damarlı ahtapot yetişkinliğe erişitiğinde, çiftleşir ve kısa bir süre sonra ölür. | Open Subtitles | متى يصل الأخطبوط المعرّق للبلوغ يتزاوج ويموت بُعَيدها |
| Maalesef, damarlı ahtapot zekice bir gizlenmeye sahip değil. | Open Subtitles | لسوء الحظ، ليس للأخطبوط المعرّق تنكّرًا قويًا |
| Sadece kelim ve boyun kasım kalın damarlı diye, sik kafalı... değilim, bu sik kafalı da yapmaz beni... | Open Subtitles | فقط لأنني أصلع. مع سميكة عضلات الرقبة معرق. لا .. |
| - Evet, damarlı adam vardı. | Open Subtitles | - نعم، كان هناك رجل معرق. |
| damarlı bir alnın varmış. | Open Subtitles | أن لديك جبهة مليئة بالعروق |
| damarlı falan böyle, böcek gibi gözüküyor. | Open Subtitles | إنها ممتلئة بالعروق , تبدو كالحشرات! |
| Senin ve damarlı çükün adına çok sevindim. | Open Subtitles | طوبى لك و لقضيبك الصغير المعرّق |