Bu yarışmayı yürütürken öğrendiğim en şaşırtıcı şey, şu anda bazı bilim adamlarının doğrudan dansçılarla çalışıyor olmasıdır. | TED | اكثر شيء مفاجيء تعلمته خلال اداره تلك المسابقه انه الان يوجد علماء يعملون مع الراقصين بشكل مباشر لشرح ابحاثهم. |
Mesela, Minnesota Üniversitesi'nde, David Odde adında bir biyomedikal mühendisi var ve o hücrelerin nasıl hareket ettiğini araştırmak için dansçılarla çalışıyor. | TED | على سبيل المثال، جامعه مينسوتا، هناك مهندس طبي حيوي يسمى ديفيد اود، وهو يعمل مع الراقصين لفهم كيف الخلايا تتحرك. |
Deneme olarak, Amerikalı dansçılarla başlamamızı öneriyorum. | TED | كحالة اختبار، أقترح أن نبدأ مع الراقصين الأمريكين. |
Lisedeyken dansçılarla tanışıyor ve rol yapmayı oğreniyordum. | TED | كنت في الثانوية، أقابل الراقصين والممثلين. |
Sizin gibi harika dansçılarla tanışmak bir şereftir. | Open Subtitles | من المشرف الإجتماع بمثل هؤلاء الراقصين الرائعين |
Uçan dansçılarla dövüşürken arkamı kollamaya geldiğiniz için. | Open Subtitles | لحضوركم ومساندتكم إياي في مقاتلة أولئك الراقصين الطائرين |
Jade ile yurtta kalan dansçılarla konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع الراقصين الذين عاشوا مع " جاد " فى المسكن |
Ve Jon'un aklına harika bir fikir geldi: Youtube'un gördüğü en iyi dansçılarla anlaştı, ve Sıradışı Dansçılar Ligi (SDL) isimli dans grubunu oluşturdu. | TED | ومن ثم خطرت على بال " جونثان " فكرة رائعة حيث قام بتوظيف افضل الراقصين من على موقع " يو تيوب " لكي يصنع فرقة رقص أسماها فرقة أساطير الرقص .. " إل إكس دي " |
Dinle, barmenlerden biri ile konuştum ve Derek'in diğer dansçılarla sorun yaşadığını söyleyen menajerinin hikayesini doğruladı. | Open Subtitles | إسمع ، لقد تحدّثتُ للتو إلى واحدٍ من السقاة حيث يؤكّد قصّة عميل الحجوزات أنّ (ديريك) كان يعاني بعض المشاكل مع أحدِ الراقصين الآخرين |
dansçılarla dolu ve dans | Open Subtitles | كامل من الراقصين والرقص! |