Özel hayatım darmadağın. Ve Tanrı bilir kariyerime neler olacak. | Open Subtitles | حياتي الخاصة في حالة فوضى والله يعلم، مالذي سيحدث بحياتي المهنية |
Ölümden dönme deneyimimden beri tüm hayatım darmadağın oldu... | Open Subtitles | حياتي بالكالمل أصبحت فوضى منذ حدوث تجربة الإقتراب من الموت ـ أعني أنه لا يوجد شيء يسير بالطريقة الصحيحة.. |
Duygusal açıdan darmadağın olursun diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت اعتقد انك ستكونين فى فوضى عاطفية الان |
Güvende ve emniyette hissetmen için darmadağın bir çalışma alanı. | Open Subtitles | مكان العمل فوضوي ليجعلك تشعرين بالشرنقة والآمان |
Sevgilisinden ayrıImakla kalmayıp... hayatının darmadağın olduğunu ve önceden her şeyin... benim sayemde... mükemmel olduğunu fark edecek. | Open Subtitles | إنه لم يعد لديه صديقة و أن حياته تنهار و ربما كانت هذه الحياة رائعة جداً |
Faydasız gerçeklerle darmadağın edilmemeli. | Open Subtitles | يجب أن لا يكون فوضوياً مع الحقائق العديمة الجدوى. |
İşte bu aslanlarım. darmadağın edin hepsini. | Open Subtitles | ها أنتم ذا, يارفاق, استمروا بقصفهم. |
# darmadağın oldum, fırlatıldım ve yıprandım # | Open Subtitles | أنا مُحطّم ومُرتّج و مُنهك |
Daha iyiye gittiğini söylüyordu ama Sam'in ölümünden beri darmadağın olmuştu. | Open Subtitles | لقد قالت انها تتحسن و لكن منذ وفاة سام كانت في حالة فوضى |
Sırtında çok yük var ve hayatın darmadağın olmuş. | Open Subtitles | وانت لديك الكثير من الاحمال، وانت مجرد فوضى |
Önceden çok iyiydim ama şimdi darmadağın oldum. | Open Subtitles | كنتُ جيّد جدّاً في سابق الأيام لكن الآن أنا فوضى كبيرة. |
Benim darmadağın olduğumdan korkan bir parçanın bile olmadığını söyle bana. | Open Subtitles | قولي لي انه لا يوجد قسم صغير منك يخشى انني عبارة عن فوضى عارمة |
LeBlanc mutfağı temizlemiş olabilir ama burayı darmadağın bırakmış. | Open Subtitles | لبلانق ربما قام بتنظيف المطبخ , لكنة ترك فوضى هنا |
Senin için kabul etmek ne kadar zor olsa da, senin darmadağın gördüğün her şeyin ortasındayım, iyiliğim için çabalıyorum. | Open Subtitles | كما هو صعب عليك تقبُل أنني في منتصف كلِّ ما أدركت أنه فوضى فهو يعمل لصالِحك. |
Özür dilerim. Burayı darmadağın ettik. | Open Subtitles | إننى آسفة، إنها فوضى عارمة هنا |
Ev de darmadağın. | Open Subtitles | والمنزل كان في حالة فوضى عارمة.. |
Sadece şu an masamın ne kadar darmadağın olduğunu düşünüyordum artık patron sen olduğuna göre. | Open Subtitles | فقط أتخيل كم هو فوضوي ربما يكون مكتبك, بما أنك ألان ألرئيسة. |
Hatırla, çok yakın, eğlenceli, vahşi, saldırgan aslında darmadağın, yıkıcı ve tehlikelidir. | Open Subtitles | تذكر أن الأمر الذي يعد من على قرب مرحاً وجامحاً ومفرطاً هو في الحقيقة فوضوي ومدمر وخطير |
Bütün hayatın darmadağın oluyordu değil mi? | Open Subtitles | يبدو ان حياتك تنهار بالكامل اليس كذلك؟ |
İlişkiler, darmadağın ve karmaşıklar ve aileye ve arkadaşlara yönelmenin zorluğu çekici ve büyüleyici olmamasıdır. | TED | العلاقات فوضوية و معقدة والعمل الجاد للميل إلى العائلة والأصدقاء، ليس جذابا أو براقا. |
Üzerinde kasırga olan bir harita. Ve siz henüz bulunduğunuz yeri bilmiyorsunuz! Evcil hayvan çiftliğine yaptığım bir gezi beni darmadağın etmişti! | Open Subtitles | وانت إلى الآن لا تعرف ولايتك تلك الرحلة إلى حديقة الحيوان افسدتني |