Ancak bunu rahatsızlık yapan şey, davacının elindeki kanıt yetersizliğidir. | Open Subtitles | هو كامل و شامل عدم وجود أدلة من جانب المدعي |
Sayın yargıç, davacının desteğine minnettarım yalnız, eğer kendisinin davalı tarafında olabilecek kadar kalifiye olduğunu düşünsem şimdiye kadar kendisini işe almıştım. | Open Subtitles | سيدي القاضي ، ، أنا أقدر مساعدة المدعي العام ولكن إن كنت تعتقد انه مؤهل ليكون عضواً بفريق الدفاع لكنت أستأجرته الأن |
Ve davacının kötü hareketleri burada bitmiyor | Open Subtitles | قدّمت تلك الحقيقة. اخطاء المدعي للعام لا تتوقّف هنا. |
Yemini sırasında açık, yansız biri gibi göründü ama davacının kanıtlarına verdiği fiziksel tepkiye bakılırsa Daniel'ın suçluluğundan yana oy kullanacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | في أدائها للقسم، ظهرت متفتحة ونزيهة. لكن وفقاً لتفاعلها مع أدلة الادعاء مرجح أن تصوّت بالإدانة. |
Sadece davacının kendi tanığı tarafından sunulan gerçekleri kanıtlarla destekliyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أُؤكد الحقائق المُقدمة من طرف شاهد الإدعاء العام |
davacının mevcut durumu-- ...kronik travmatik ensefalopati-- %50 sorundan daha önemli. | Open Subtitles | حالة المدعيّ الظاهرة بفعل إعتلال الدماغ المزمن مثلت أكثر من 50 بالمئه من المشكله |
Güvenilmez tanık ifadesi, artı davacının suiistimali eşittir kararın bozulması. | Open Subtitles | شهادة شاهِد لا يُعتمَد عليها بالإضافة إلى سوء سلوك من ناحية النيابة العامة يُؤدي إلى قلبِ قرار هيئة المُحلفين |
davacının tanığı, bu dosyanın yeniden açılması için Mahkeme'yi ikna edemedi. | Open Subtitles | شاهد المدعي لم يقنع المحكمة بالضرورة في إعادة فتح القضية. |
davacının avukatının uzman tanıkla devam eden bir ilişkisi var. | Open Subtitles | المحامي المدعي على علاقة حالية مع الشاهد الخبير |
davacının avukatına göre adanın en pahalı jüri danışmanı. | Open Subtitles | هذا صحيح ، بحسبِ كلام المدعي العام إنهُ اغلى هيئة محلفين على الجزيرة |
Ağır yük davacının omuzlarında değil mi? | Open Subtitles | حسناً, الحمل الآن مرمي على عاتق المدعي أليس كذلك |
İhmal sonucu ölüme sebebiyet verme suçunun ileri sürülebilmesi için davacının onun kişisel bilgilerini... kasıtlı biçimde ifşa ettiğini kanıtlaması lazım. | Open Subtitles | لكي يتم قبول دعوى الوفاة غير الشرعية على المدعي أن يثبت بأنك سربت المعلومات عن قصد |
davacının, savunması. | Open Subtitles | أيها المدعي العام ، المحامي عن القضية فلتبدأ |
davacının istediği gibi, hiçbir suça bulaşmamış, lakin ülkesine onuruyla hizmet etmiş bir tanığım var. | Open Subtitles | كما أراد المدعي لدي شخص لم يقم بإرتكاب أي جريمة أبداً وإنما قام بخدمة هذه البلاد بكل شرف |
davacının, Roberto Flores'in haksız yere öldürüldüğü iddiasıyla açtığı davada tazminat kazanma ihtimali oldukça yüksek. | Open Subtitles | الرهانات عالية ، كما يسعى المدعي الأضرار غير محددة ل غير مشروعة المزعومة مقتل روبرتو فلوريس. |
Halka karşı Daniel Grayson. Mahkeme salonu içindeki kaynaklarımız bize davacının son tanıklarını çağırmasının an meselesi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أفادتنا مصادرنا داخل قاعة المحكمة بأن الادعاء يوشك على استدعاء شاهده الأخير. |
Boris olmadan davacının elinde sadece ikinci dereceden kanıtlar var. | Open Subtitles | دون بوريس، أدلة الادعاء هي في معظمها ظرفية. |
Yüce mahkeme, davacının başka sözü yok. | Open Subtitles | سيادة القاضى الادعاء يريد استراحة |
Ve olur da, dava sırasında davacının acısını hafife alacak bir şey olursa şimdiden özür dilememe izin verin. | Open Subtitles | أن نبسط من ألم جانب الإدعاء فدعوني أعتذر على هذا الآن فمعاناتهم هي هبه |
davacının şöyle bir önerisi var sağdaki oda... | Open Subtitles | كاقتراح وُضع من قِبل الإدعاء .. تلكالغرفةإلى اليمين. |
davacının, daha önce Loeb'lerin evindeki kötü işçiliğiniz için size dava açmaya kalktığı doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس هو صدق أن المدعيّ في هذه القضية حاولت مقاضاتك للصناعة الرديئة في بيت لوبس- إعتراض- |
davacının her lanet olası delili arayacağını varsayıyorum. | Open Subtitles | اعتقد أنّ النيابة ستبحث... عن أي أدلّة دامغة. |
davacının celb isteği bozuldu. | Open Subtitles | لقد أُلغي طلب المُدعية |