"davalarından" - Translation from Turkish to Arabic

• قضايا
• قضاياه
• قضاياك

Tekne yakın zamanda varlık olarak listelenmiş, boşanma davalarından birinde.
لقد أدرج مُؤخراً كأصل في أحد قضايا الطلاق الخاصّة بها.

Buralarda görülmüş en büyük cinayet davalarından birine bakıyorsun... ve yalnız çalışıyorsun.
أنت تترافع في أكبر قضايا القتل في هذه الولاية وتعمل بمفردك

Bazılarınız beni narkotik davalarından doğu yakasında çalışmış olanlar daha da öncesinden ve bazılarınızla da ilk kez tanışıyorum.
بعضكم يعرفونني من قضايا المخدّرات ومن عمل في المخفر الغربي سيعرفني قبل ذلك وبعضكم ألتقيه لللمرّة الأولى

Chicago Polis Merkezine açtığı zorbalık davalarından birisiydi değil mi?
إحدى قضاياه الجارية كانت ضد قسم شرطة شيكاغو بتهمة المضايقة، أهذا صحيح؟

Yargıç Salzman, Mickey'yi davalarından birinde baş tanık yapmış.
القاضي سالزمان يقول بأنه شاهد مهم لأحدى قضاياه.

davalarından bahset bakalım bana.
اوه لا, اريد ان اسمع بعضاً من قضاياك

Babamın eski davalarından birini neden araştırıyordun?
لماذا كنت تبحث في إحدى قضايا والدي القديمة؟

Bu dava da başsavcının favori davalarından biriydi.
و التي كانت أحد قضايا المخدرات المفضلة القادمة لدى المدّعي العام

Babamın çok eski davalarından biri.
كانت إحدى قضايا والدي القديمة منذ زمن بعيد

Komşuluk davalarından, arazi anlaşmazlıklarından ve lanet olası kırık vazolardan yoruldum.
لقد تعبت جدا من قضايا نزاعات الجيران والنزاعات على الأراضي والأواني المكسورة

Şehir tarihindeki en tartışmalı suç davalarından birinde çarpıcı bir geri dönüş yaşanmış oldu.
أنه تراجع مذهل لواحدة من أكثر قضايا الإجرام إثارة للجدل في تاريخ المدينة

Illinois'ın parasını polis şiddeti davalarından kurtarmaya çalışıyor.
انه يحاول حفظ اموال ايلينوي التي نخسرها في قضايا فساد الشرطه

Firmamız zorunlu kamu davalarından çekiliyor.
شركتنا تتعرض لركود بسبب: برنامج "قضايا الخير العام"

Biz Cuesta'yı temsil edersek, bizim ondan önceki bütün davalarından çekilmek zorunda kalacak.
إن مثلنا (كويستا) فسيكون عليه إقصاء نفسه من أية قضايا مستقبليه لنا أمامه

Chicago'daki polis şiddeti davalarından bahsettim mi?
عن قضايا فساد الشرطه في شيكاغو

Detay vermedi ama davalarından birinde rahatsız edici telefonlar aldığını söyledi.
لم يقل .. لكنه تلقى إتصالات مزعجة من شخص متورط بأحدى قضاياه

davalarından birinde halen şüpheli olduğumu düşünmüyorum.
لا اضن انني مشتبه حالياً بأي قضاياه

Bu onun davalarından biriyle ilgili olmalı, bir müvekkil ya da bir tanık belki de.
لا بد أن لهذا علاقة بواحدة من قضاياه... زبون، ربما شاهد...

Pat davalarından asla bahsetmez.
(بات) لا يحدّثني عن قضاياه.