Bayan Davenheim, Lowen'ı kocasının çalışma odasına götürmüş ve adam orada beklemiş. | Open Subtitles | السيدة "دايفينهايم" أخذت السيد "لوان" إلى مكتب زوجها هناك حيث قام بالإنتظار |
Mösyö Lowen, yolda Mösyö Davenheim'ı görmediğini iddia ediyor, değil mi? | Open Subtitles | السيد "لوان" قال أنه لم يمر بجانب السيد "دايفينهايم" في الطريق؟ |
Hastings ve Bayan Lemon, anladığım kadarıyla Davenheim ve Salmon bankasında paranız yok? | Open Subtitles | "هستنغز"، آنسة "ليمون" أعتقد أنكما قمتما بإيداع أموال في مصرف "دايفينهايم" و "سالمون"؟ |
Davenheim'ı sen öldürdün. Şimdi de suçu üstüme yıkmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت من قتل "دايفينهايم" و الآن تقوم برمي اللوم عليّ! |
En başından beri, Bay Davenheim'ın karısına pahalı mücevherler alması ilgimi çekmişti. | Open Subtitles | منذ البداية كنت مخدوعاً بحقيقة أن السيد "دايفينهايم" اشترى لزوجته مجوهرات ثمينة |
Sanırım Bay Matthew Davenheim'ın garip hikayesini duymadın. | Open Subtitles | أفهم من ذلك أنك لم تسمع بقصة إختفاء السيد "دايفينهايم" الغريبة |
Davenheim ve Salmon'daki Bay Davenheim'dan mı bahsediyoruz? | Open Subtitles | هل نحن نتحدث عن السيد "دايفينهايم" من مؤسسة "دايفينهايم" و "سالمون" ؟ |
Mösyö Davenheim, tam olarak saat kaçta ayrılmış? | Open Subtitles | وكم كانت الساعة عندما غادر السيد "دايفينهايم"؟ |
Bay Davenheim'ı görmeye gelen bir bey var, hanımefendi. | Open Subtitles | لقد وصل سيد لمقابلة السيد "دايفينهايم" يا سيدتي |
Tüm aramalara rağmen, Matthew Davenheim ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | وبطريقة وأخرى, "ماثيو دايفينهايم" اختفى من على وجه الأرض |
Nöbetçiye sorduk Davenheim'ın oraya gitmediğine yemin ediyor. | Open Subtitles | وهو يقسم أن "دايفينهايم" لم يمر من هناك أبداً |
Dışarı çıkıp Davenheim olayını araştırırsınız sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك ستذهب للتحقيق في قضية "دايفينهايم" |
Mösyö Davenheim, odadan ayrılmadan önce gramofona 1812 numaralı uvertürü koyuyor. | Open Subtitles | إلى حقيقة أنه قبل أن يغادر الغرفة قام السيد "دايفينهايم" بتشغيل اسطوانة 1812 الإفتتاحية |
Davenheim, birçok kişinin parasını çöpe attı. | Open Subtitles | ثروة "دايفينهايم" تم تشكليها من حسابات الكثيرين |
Davenheim'ı benim öldürdüğümü söylüyorsanız neden kıyafetlerini göle atayım ki? | Open Subtitles | اسمع, إن كنت توحي بأنني أنا من قتلت "دايفينهايم" و قمت برمي ملابسه اللعينة في تلك البحيرة |
Bay Davenheim'ın elinden o kadar acı çekti ki şeytani bankacıdan intikam alacağına dair yemin etti. | Open Subtitles | لقد عانى كثيراً في منزل السيد "دايفينهايم" لدرجة أنه أقسم بأن يحقق انتقامه بحق ذاك المصرفي الشرير |
Bence Mösyö Davenheim'ın ortadan kaybolmasında görünenden daha fazlası var. | Open Subtitles | أعتقد يا "هستنغز" أنه هناك الكثير فيما يتعلق بإختفاء السيد "دايفينهايم" أكثر مما يبدو عليه الحال أول مرة |
Matthew Davenheim'ın mühür yüzüğünü bulduk. | Open Subtitles | لقد عثرنا على خاتم الختم الخاص بـ"ماثيو دايفينهايم" |
Sizin cüzdanınızı çalan adamın Mösyö Davenheim'ın davasındaki en önemli tanık olduğu ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | أن الرجل الذي سرق محفظتك اتضح أنه هو بنفسه أهم شاهد في قضية السيد "دايفينهايم"؟ |
Kaybolduğu gün, Mösyö Davenheim'ın banyo dolabında neler vardı? | Open Subtitles | ماذا كان موجوداً في خزانة حمام السيد "دايفينهايم" في اليوم الذي اختفي فيه؟ |