New York'un geri kalanı öylece davetsiz bir şekilde geliyordu. | Open Subtitles | وباقى نيويورك كلها كانوا يأتون بدون دعوة |
Bu gazetecinin, memuruma uygunsuz ve davetsiz bir şekilde, otelin yemek salonunda sorguya çektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | لقد أكدت لـي الشرطية التي كانت مع الصحفي، أنه ذهب إليها بغرفة الطعام بالفندق، بدون دعوة. |
Bugünse bir bok yığınını araştırmak için davetsiz bir şekilde çıkageldin ve sonra da işi üstlendiğini açıklayabilesin diye içki içmeye davet ettin. | Open Subtitles | اليوم، ظهرتي بدون دعوة لتعبثي بكومة من الروث ثم بعد ذلك دعوتيني هنا على شراب لكي تحدثيني عن الدفن. |
Biri beni tehdit ettiğinde veya evime davetsiz bir şekilde girdiğinde kullanmaktan çekinmeyeceğime ona söz verdim. | Open Subtitles | أعدك أنني لن أتردد بأستخدامه على أي أحد يقوم بتهديدي أو يأتي الي منزلي بدون دعوة |
davetsiz bir şekilde benim klübüme geliyorsan, bu kelimeleri kullanman gerekirdi. | Open Subtitles | " (شكراً لك، آسف لإزعاجك يا (نيكي " هذه كلمات أفضل تستخدمها عندما تأتي لنادي اللعين بدون دعوة |
davetsiz bir şekilde gelir ya da ayrılırsan... | Open Subtitles | لو غادرت أو دخلت بدون دعوة... |