Eğer bir su kenarı yakınında gizliyse, efsanenin dayanağı bu olabilir. | Open Subtitles | ومع ذلك ، إذا كانت مخبأة بالقرب من مصدر للمياه من الممكن أن يكون هذا أساس علم الأساطير |
Bu Einstein'ın harika fikri idi, temel dayanağı Onun Genel Görelilik Teorisi olan -- ilişkiler tarafından zaman yaratılmıştı | Open Subtitles | كان هذا التبصر العظيم لإنشتاين وكانت تلك أساس نظريته العامة عن النسبية بأن الزمن صنع من هذه الصلات |
Yani, davanızın esas dayanağı McClaren'in kasıtlı biçimde ona zarar vermek için bu e-mailleri kullandığı yönünde. | Open Subtitles | إذن, أساس دعوتك المقامة هي أنه سرب معلوماتها الشخصية عن قصد |
Güvenilir olduğunu düşünmüyorum. Herhangi bir bilimsel dayanağı yok. | Open Subtitles | أنا لا أعطي أي مصداقية في هذا لأمر ليس هنالك أساس علمي في هذه القضية. |
Her zaman yaptığın şeyi yapıyorsun, ...gerçekte bir dayanağı olmayan sonuçlara varıyorsun. | Open Subtitles | تفضل أنتتفعلما تفعلهدوماً, تندفع إلى الافتراضات التي لا اساس لها من الصحة |
Hiçbir dayanağı olmayan suçlamalarda bulunuyorsun. | Open Subtitles | انت تتهمني بأشياء لا يوجد لها أساس في الحقيقه |
Sen aslında hiçbir dayanağı şeylerden beni suçluyor | Open Subtitles | انت تتهمني بأشياء لا يوجد لها أساس في الحقيقه |
Seve seve. Bunun hukuki bir dayanağı var mı? | Open Subtitles | أكثر من مستعدة هل هناك أساس قانوني لهذا؟ |
dayanağı olmayan şüpheleri ve korkuları olduğu için... halkının özgürlüğünü kısıtlayan bir yöneticiyi sorgularım! | Open Subtitles | أتساءل عن حاكم ينكر حرية رعاياه على أساس الشكوك التي لا أساس والخوف |
Olay yeri analizinin dayanağı bu fikirdir. | Open Subtitles | "وهذه الفكرة هي أساس كلّ تحليل لمسرح جريمة" |
Ve sonra, Rusların kullandığı bir deyim olan ama oldukça farklı çevrilen Özgür Avrupa Bildirisi adlı, demokrasi ve serbest seçimler dayanağı üzerinde yeniden inşa edilmiş bir Doğu Avrupa'yı kapsayan bir bildiri çıktı. | Open Subtitles | وبعد ذلك كان هناك إعلان يشمل كل أوروبا "الشرقية، يدعى "إعلان عن أوروبا المحررة والذي نص على إعادة البناء على أساس من الديمقراطية وإجراء انتخابات حرة وما إلى ذلك من نصوص |
Ama bunun hiç bir dayanağı yok. | Open Subtitles | حسناً، لا أساس لهذا من الصحّة |
İçgüdünün bilimsel bir dayanağı var. | Open Subtitles | هناك أساس علمي للغريزة. |
Bunun yasal bir dayanağı yok. | Open Subtitles | لا يوجد أساس لهذه القضية |
İtiraz ediyorum. dayanağı yok. | Open Subtitles | لا يوجد أساس للإفتراض |
Elbette dayanağı yok. | Open Subtitles | طبعًا لا يوجد أساس |
Ama korkularımın dayanağı yok gibi görünüyor. | Open Subtitles | ويبدو أنّه كان هناك أساس لمخاوفي. تريد الحديث عن أنماط التنقيط لحصان (أبالوزا) على (ريد أورورا)؟ |
Bunun dayanağı nedir? | Open Subtitles | ما أساس الشك به؟ |
bir dayanağı olmayan bu suçlamalar, araştırılıyor, | Open Subtitles | يقول بأن التهم تم التحقيق فيها ووجدو ان لا اساس لها من الصحة |