| Çok pahalılardı ve yaklaşık 20 dakika sonra da ayaklarının sığmayacağını biliyorum ama ne yapayım, dayanamadım. | Open Subtitles | إنه غالي جداً، و أعلم أنه سيصغر عليه في 20 دقيقة لكن لم أستطع المقاومة |
| Ben sadece onca sağlıklı organın çöpe gideceğini düşünmeye dayanamadım. | Open Subtitles | وأنا لم اتحمل فكرة ان كل تلك الاعضاء ستذهب هدرا |
| Mezun olmama sadece bir ders kalmıştı ama baskılara dayanamadım. | Open Subtitles | كنت على بعد دورة واحدة من التخرج ولم أحتمل الضغط |
| O küçücük kafeste kalmaya artık dayanamadım. | Open Subtitles | لم أستطع تحمل كوني محبوسًا في ذلك المكان الضيق |
| Ama aynısı benim başıma gelince bir hafta bile dayanamadım. | Open Subtitles | ولكن عندما حدث الأمر لي لم أتحمل حتى لأسبوع واحد |
| Söylediklerimden çok etkilendi, daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | 30عاماً من الكراهية لقد تأثّرت للغاية بما قلته لم أتحمّل هذا |
| Bugüne kadar âşık olduğu en güzel kadınmış ve buna dayanamadım. | Open Subtitles | إمرأة أكثر جمالًا مني إمرأة كان يحبها وأنا لم أستطع التحمل |
| dayanamadım. Oldukça komikti. Önce yapacaklarımızı yapalım sonra istersen ölesiye gülebilirsin. | Open Subtitles | ـ لم أستطع المقاومة كان مسليا ـ الأهم فالأهم ثم يمكنك أن تموت |
| Daha fazla dayanamadım. Bu yüzden erkenden geldim, damadım. | Open Subtitles | لم أعد أستطع المقاومة لذلك جئت مبكراً يا زوج ابنتي |
| Aramak zorundaydım. Daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | كان يجب ان اتصل,انا لا استطيع ان اتحمل اكثر من هذا |
| Horlamana daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | لم استطع ان اتحمل شخيرك ؟ فذهبت لأستحم ماذا دهاك ؟ |
| Bazen onun acısına, asıl ben dayanamadım diye mi morfin verdim merak ediyorum. | Open Subtitles | .. أحياناً أتسائل إذا أعطيته المورفين لأنني انا الذي لم أعد أحتمل وضعه |
| Artık dayanamadım. | Open Subtitles | لم أحتمل اكثر من ذلك عندما عدنا , أنا فقط |
| Üç günün sonunda, dayanamadım ve onu görmeye gittim. | Open Subtitles | وبعد ثلاثة أيام، لم أستطع تحمل الأمر أكثر من ذلك وذهبت لرؤيتها |
| Sana yapmak istedikleri şeyleri görünce, dayanamadım. | Open Subtitles | ثم عندما رأيت ما يحاولون فعله بك أبنى الصغير المسكين, لم أستطع تحمل ذلك |
| Gün be gün bunları peş peşe içmeni görmeye dayanamadım. | Open Subtitles | لم أتحمل أن أراكِ تبتلعين تلك الحبوب يوماً إثر يوم |
| Eğlenmek için yapıyor olsak da üzülmene dayanamadım, babacığım. | Open Subtitles | لم أتحمّل رؤيتك وأنت محبط هكذا لولا للمزاح |
| İki dakika Ovaltine'den bahsetti ben daha fazlasına dayanamadım. | Open Subtitles | أمضى دقيقتين من فقرة أوفلتين تلك ولم أستطع التحمل. |
| O kadar açtım ki, daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | كنت أتضور جوعاً حيث أنني لم أستطع أن أتحمل أكثر |
| Sonra yemek masrafı, giysi,oyun. Tatilde dayanamadım. | Open Subtitles | ثمّ هناك كلفة الغذاء، ملابس، لعب، أنا لا أستطيع تحمّل العطلة حتى |
| çocuklar, online olduğunuzu gördüm, dayanamadım. | Open Subtitles | يا اولاد, لقد وجدتكم متصلين لم استطع ان اقاوم |
| Çocuklar, dayanamadım. Çalıştığımız yer, o kadar sıkıcı ki. | Open Subtitles | يا رفاق، لا أستطيع التحمل كم هو ممل حيث نعمل |
| Bir bara girip oturduğumda... bana kimsenin bakmamasına daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أَنْ أُوقفَ الدُخُول حانة مرة أكثر واحدة وتَجْلسُ ولَيْسَ لهُ واحد يَنْظرُ لي حتى. |
| Babamın böyle aşağılıkça davranmasına dayanamadım. | Open Subtitles | ووالحقيقة أنه لو... تنحدر منخفضة جدا، وأنا لم أستطع مساعدة نفسي. |
| Daha fazla dayanamadım. | Open Subtitles | لمْ أستطع التحمّل بعد الآن. |