Bu adada değerli bir şeyler yapan, sadece sizsiniz diye düşünüyorsunuz. | Open Subtitles | أتعلم، إنكم تظنون أنكم الوحيدون الذين تفعلون شيئاً ذا قيمة. |
Bu şeylerle yakalanma. En azından değerli bir şeyler yap. | Open Subtitles | لا تحصري نفسكِ بهذه الأشياء على الأقل، افعلي شيئاً ذا قيمة |
Ailesi ve toplum için... değerli bir şeyler üretir. | Open Subtitles | يخلق شيئاً ذا قيمة لعائلته... وللمجتمع |
İşe yaramasa bile gelecekte onu mükemmelleştirebilmek için değerli bir şeyler öğrenmeyecek misiniz? | Open Subtitles | حتى لو لم يعمل، ستتعلّم شيء ذو قيمة كيفية أتقنه في المستقبل. |
En azından değerli bir şeyler önermeme izin verin. | Open Subtitles | على الأقل دعوني أبدأ من خلال تقديم شيء ذو قيمة |
Eğer değerli bir şeyler giyerlerse kendilerinin de değerli olduğu anlamına gelir. | Open Subtitles | حيث انهم عندما يشترين شيء ذو قيمة مرتفع فهذا يعني انهن اصبحن أيضاً ذوات قيمه. |
Eğer burada değerli bir şeyler olsaydı Ennis bizi buraya yönlendirmezdi. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء ذو قيمة هنا (اينيس) لم ليتركنا نجده |