| Zenginliğinin kaynağı yer altındaydı kayalardan sökülen Değerli taşlar ve taşların içinde nehirler gibi parlayan altın damarlarında. | Open Subtitles | ...مصدر ثرائها يرقد في الأرض في الجواهر الغالية المنحوتة من ...أحجار كريمة وقنوات ذهب عظيمة تجري كالأنهار عبر الصّخور |
| Mücevherler, Değerli taşlar artık yahudilerin kontrolünde. | Open Subtitles | يتحكم فيها اليهود. الماس، أحجار كريمة... |
| Mücevherler. Bunlar gibi Değerli taşlar. Seramikler. | Open Subtitles | مجوهرات ، أحجار كريمة مثل هذه ، سيراميك |
| - Mücevher mi? Evet. Bana dağlardan çok Değerli taşlar çıkartıldığını söylediler. | Open Subtitles | لقد أخبرونى بأن الكثير من الأحجار الكريمة قد وجدت فى الجبال |
| Altın, Değerli taşlar, sanat eserleri. | Open Subtitles | الذهب , الأحجار الكريمة , اللوحات الفنية |
| Zenginliğinin kaynağı yer altındaydı kayalardan sökülen Değerli taşlar ve taşların içinde nehirler gibi parlayan altın damarlarında. | Open Subtitles | ثَروتُها تَكْمن في الأرض في الأحجار الكريمة المحفورة من الصخور وفي الطبقات الكبيرة من الذهب |
| Değerli taşlar taşıdığına inandırarak onu kandırmıştır. | Open Subtitles | في مخطط تهريب الكوكايين أنه خَدعها لإعتقادها بأنها تحمل خامًا من الأحجار الكريمة. |
| Ama başka işlerim de var... Değerli taşlar. | Open Subtitles | ولكنى لدى عمل آخر فى الأحجار الكريمة |
| Vatanseverlik yasası altında, Değerli taşlar ve finansal araçlar... | Open Subtitles | بموجب قانون منظمة "توفير الأدوات اللازمة لعرقلة وإيقاف الإرهابيين"، الأحجار الكريمة هي الأدوات المالية |
| Değerli taşlar, kargalar, zaman makinesi. | Open Subtitles | الأحجار الكريمة, والغربان, آلة الزمن؟ |
| Geçmiş dönemlerde, böylesine büyük bir savaş ve sosyal ayaklanma durumlarında, Değerli taşlar, gümüş, platin ve altında... | Open Subtitles | "بها في الأسابيع القادمة" "كما وتتعرض المناطق سابقة الذكر الى صراع وأضطراباتٍ أجتماعية على نطاق واسع" "على الأحجار الكريمة فاحشة الغلاء مثل الذهب، البلاتين والفضة" |