Kaba ve buyurgan olabilirim ama insanların değişebileceğine inandığım için değişmeyi deneyeceğim. | Open Subtitles | لكن حاولت التغير لأنى على يقين أن الناس يمكنهم التغير يمكن أن أتغير وأن لاأكون لحوحه مثل أن نتلاقى فى منتصف الطريق |
En azından değişmeyi denemezsem burada gerçekten bir geleceğim olduğunu düşünüyor musun? | Open Subtitles | أتعتقدين بأمانة أن لدي أي مستقبل هنا، إن لم أحاول التغير على الأقل؟ |
Hayatın değişiyor ve sen de onunla beraber değişmeyi öğrenmelisin. | Open Subtitles | انها تتغير وعليك أن تتعلم التغير معها |
Daniel, ben iki yıl öncekinden farklı bir insanım, çünkü değişmeyi gerçekten istedim. | Open Subtitles | (دانيل) أنا شخص مختلف عن ماكنت قبل سنتين, بسبب أني بصدق أردت التغير |
Buraya değişmeyi göze alarak inanmıştı, bu onu orada terkettiğimiz haliydi. | Open Subtitles | لقد آمنت بكل هذا كثيراً حتى تتغير أبداً لذا هنا بالضبط حيث تركناها |
Ama bu bir öncelik meselesi ve gerçekten değişmeyi istiyorum. | Open Subtitles | لكنها مسألة أولويات وأريد حقا التغير |
Yani bu, değişmeyi öğrenmek demektir. | Open Subtitles | يعني تعليم كيفية التغير |
Buraya, değişmeyi göze alarak inanmıştı. | Open Subtitles | لقد آمنت بكل هذا كثيراً حتى تتغير أبداً |