Ama insan kalbi, işte o her zaman değiştirilebilir. | Open Subtitles | لكِن قلب الإنسان، هذا هو القابِل دوماً للتغيير. |
Tamamen fiziksel ve hepten değiştirilebilir. | Open Subtitles | إنه طبيعي تماما، وانها قابلة للتغيير تماما. |
Eğer sosyal işlevi sayesinde inancı kırmak istiyorsa sanat dünyanın değiştirilebilir olduğunu göstermek zorundadır ve değişime yardım etmelidir. | Open Subtitles | لو كان صادقاً، عليه دوماً ان يعكس الوهن. وإلا اذا اراد أن يخرق قواعد وظيفته الإجتماعية على الفن ان يُظهر العالم على انه قابل للتغيير. |
Yani demek istediğim hepimiz bir makinenin değiştirilebilir parçalarıyız. | Open Subtitles | لذا وجهة نظري هو أننا جميعا أجزاء آلة قابلة للإستبدال |
fren yaparken şarj etme, kabloyla sürme, değiştirilebilir gövde parçaları gibi şeylere sahip olabilirsiniz - hibridle başlayan ufak bir değişiklik bu, ama tamamen yeni bir araba çağına sebep olabilir. | TED | يمكنك وضع فرامل تتجدد تلقائيا ويمكنك الحصول على قيادة-عبر-الأسلاك، يمكنك الحصول على هيكل قابلة للإستبدال -- إنه شئ صغير يبدأ مع السيارات الهجينة، ولكن بإمكانها أن تقود الى عهد جديد للسيارة. |
Ying bu sorunu tüm yayların ve okların aynı şekilde tasarlanması üzerinde ısrarcı olarak çözdü, böylece değiştirilebilir oluyorlardı. | TED | قام ينغ بحل تلك المشكلة من خلال الإصرار على تصميم الأقواس والسهام كافة بشكل متماثل، و أصبحت بذلك قابلة للتبادل. |
değiştirilebilir beş tabağımız var. | Open Subtitles | لدينا خمسة صحون قابلة للتبادل هنا |
Bu hiçbirşey. değiştirilebilir, Nero. Bu hiçbirşey. | Open Subtitles | إنّه لاشيء، يمكن تغييره يا (نيرون) إنه لاشيء. |
Biz sadece Gray'in tahta oturması için kullanılan değiştirilebilir elemanlarız. | Open Subtitles | نحن مجرد قطع قابله للتغيير في رحلة " جراي " للصعود للقمة |
Eğer erkek vücudundan hoşlanıyorsan, değiştirilebilir parçalarım da var. | Open Subtitles | {\fnArabic Typesetting}،وكخيارٍ آخر، لو تشتهي تركيبًا جسديًا ذكريًّا فتأتي برفقتي أعضاء قابلة للتغيير. |
Sadece iyi şeylerin olacağına inanan iyimserler ve kötü şeylerin olacağına inanan kötümserler var. Durumu iyi olanlar da kötü olanlar da bunun daha önceden ayarlanmış, paylaştırılmış ve son derece değiştirilebilir bir güç paylaşımı olduğundan ziyade ellerindekilerin hakettikleri olduğunu düşünüyorlar. | TED | وهناك السذج الذين يؤمنون أن الأشياء الجيدة تحدث هكذا وهناك الساخرون الذين يؤمنون أن الأشياء السلبية تحدث هكذا، والمحظوظون والتعساء بالمقابل من يظنون أن حظهم ببساطة هو ما يستحقونه عوضا عن نتيجة واضحة قابلة للتغيير لترتيب مسبق، أو توزيع موروث للقوة. |
Garip tavırlı, elleri değiştirilebilir kas yığını, Gobber. | Open Subtitles | "هذا الشخص الغبي مع يده القابلة للتغيير هو (غوبر)" |
Git Stacy'ye, zira sana göre bütün kızlar değiştirilebilir. | Open Subtitles | اذهب وواعد (ستاسى) لأنك تظن أن كل الفتيات قابلة للتغيير |
Sen değiştirilebilir olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقد بأنّك قابل للإستبدال ؟ |
Hepimiz işlevsel ve değiştirilebilir mi olacağız? | Open Subtitles | كلنا قابلون للتبادل الوظيفى |
Ama parçaları da değiştirilebilir kalıyor. | Open Subtitles | -لكن الأجزاء تبقى قابلة للتبادل |
Yeni. Tarih sürekli akar. değiştirilebilir. | Open Subtitles | التاريخ متجدد، يمكن تغييره |