Belki bugün değil, belki bu yıl değil belki de beş yıl içinde değil, ama adaleti bulun. | TED | ربما ليس اليوم أو هذا العام أو في خلال 5 سنوات، ولكن اعثروا على العدالة. |
Belki de en iyi şansım değil. Belki de son şansım. | Open Subtitles | ربما ليس فقط أفضل فرصة ، بل الفرصة الأخيرة |
Hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız ama bugün değil, belki de. | Open Subtitles | علينا جميعا ان نقوم بواجبنا لكن ربما ليس اليوم |
Belki ölümüne değil, belki de üstünü kapatmakta. | Open Subtitles | ربما ليس في وفاته ولكن ربما في التستر عليه |
Üç gün değil, belki de bir hafta. | Open Subtitles | ربما ليس في ثلاثة أيام, ربما في اسبوع |
Veya, belki de bu senin için önemli değil belki de bunu sen istiyorsun, ortaya çıkmıyorsun çünkü seni yakalamalarının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorsun ve önce davranıp ortaya çıkmak istiyorsun... | Open Subtitles | ربما ليس مهمًا بالنسبة لك، مثلا، ربما أنت تريد هذا. ربما... ربما... |
- Belki bugün değil, belki de... - Kesecek misin şunu! | Open Subtitles | ربما ليس اليوم ولا غداً - هلا توقفت - |
Ya da o kadar da sıkıcı değil belki de. | Open Subtitles | أو ربما ليس مملاً جداً |
Doğrudan değil belki de. | Open Subtitles | ربما ليس بطريقة مباشرة |