"değil tabii" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا أقصد
        
    • بالتأكيد ليس
        
    • أعني لم يكُف
        
    • أعني ليس
        
    • لكنّي أعني لم
        
    • لا أعني بأنني
        
    Kilogram olarak değil, tabii ki, başka çeşit bir büyüklük şeklinde . . Open Subtitles لا أقصد الوزن طبعاً ولكن نوعاً آخر من الكبر
    Bayılma kısmı değil tabii ki ama görüler işe yarayabilir. Open Subtitles لا أقصد فقدان الوعي بالطبع، بل الرؤى, على الأرجح.
    Bazen ben de çok az düşündüğümü sanıyorum. Son altı yıldır değil tabii. Open Subtitles أعتقد أحياناً أنّي فكّرتُ في شيء آخر بالتأكيد ليس من أجل الستّ سنوات المنصرمة
    değil tabii ki... Open Subtitles بالتأكيد ليس هذا السبب الوحيد..
    Denemediğinden değil tabii. Tanıştığımızdan beri evlenme teklifi ediyor. Open Subtitles لكنّي أعني لم يكُف عن المحاولة لقد طلبني للزواج منذ ان تقابلنا
    Yani organ çalmak değil tabii ki. Open Subtitles أعني ليس تجارة الاعضاء البشرية بالطبع هذا.. هذا محزن للغاية
    Sorun değil tabii ama hapsi riske alıyorsam bari parasını da alayım. Open Subtitles لا أعني بأنني أمانع لكن عليّ أن أستلم أجراً، فأنا أخاطر بحريّتي
    Kimseyle çıkması yasak falan değil tabii, zaten ayrıldılar. Open Subtitles لا أقصد أنّه ممنوع من المواعدة، بل أقصد أنّهما قد انفصلا.
    Sihire inandığımdan veya sihirli parmaklarım olduğundan değil tabii. Open Subtitles لا أقصد أنّي أؤمن بالسحر أو أني أملك أصابع سحرية.
    Sen değil tabii, oynadığın karakter. Daha mı eğlenceliydi-- Open Subtitles لا أقصد شخصكَ بالطبع ولكن شخصيّتكَ، هل من الممتع أكثر تأدية دور الـ...
    Hukuk Bölümü de kötü değil tabii. Open Subtitles لا أقصد أن هناك خطباً بالقسم القانوني
    Yüzüne yumruk atması harika değil tabii ki de onunla evlenmeyeceğin harika işte. Open Subtitles لا أقصد لكمه لوجهك بل أنكِ لن تتزوّجي
    -Uygulamalı olarak değil tabii. Open Subtitles - لا أقصد أنه طبّق ذلك عملياً -
    Miranda'ya değil tabii. Open Subtitles بالتأكيد ليس في ميراندا
    Hepsinden değil tabii ki. Open Subtitles بالتأكيد ليس كل القوارب
    Hayallerimdeki sevgili falan değil tabii ama... Open Subtitles ...أعني، هو بالتأكيد ليس مثل صديقي الخيالي أو شيئاً من هذا القبيل - حسنــاً -
    Hayır, her zaman değil tabii. Open Subtitles كلا، بالتأكيد ليس دائماً.
    - İyi. Denemediğinden değil tabii. Tanıştığımızdan beri evlenme teklifi ediyor. Open Subtitles لكنّي أعني لم يكُف عن المحاولة لقد طلبني للزواج منذ ان تقابلنا
    Casusluk kısmı değil tabii de tahıllara yaptıklarını yani. Open Subtitles أعني ليس عن جزئية كونكما جاسوسين لكن عما يفعلونه بالحبوب
    Evet, ben de. Yani annene değil tabii, kendi anneme ve babama. Open Subtitles -حسناً وأنا أيضاَ.أعني ليس أمك وإنما أمي وأبي
    Sorun değil tabii ama hapsi riske alıyorsam bari parasını da alayım. Open Subtitles لا أعني بأنني أمانع لكن عليّ أن أستلم أجراً، فأنا أخاطر بحريّتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more