Sizin değilse bunu alacağım. Burada olduğumuzdan beri bizimleydi. | Open Subtitles | سأكون سعيد بأخذه إن لم يكن ملكاً لك، إنه عالق معنا منذ أن جئنا هُنا. |
Anlamıyorum. Ölü değilse bunu şimdi nasıl izliyoruz? | Open Subtitles | لا أفهم ، كيف نشاهد ذلك الآن إن لم يكن ميتاً ؟ |
Eğer bizim için değilse, bunu Walter için yap. | Open Subtitles | - إن لم يكن من أجلنا. فهو من أجل "والتر". |
Peki o zaman onlar değilse, bunu yapan kim? | Open Subtitles | حسناً، إن لم يكن الآخرون فمن إذاً؟ |
Doğru değilse bunu neden söyledi ki? | Open Subtitles | لمَ قد يقول هذا إن لم يكن أمر حقيقي؟ |
- Beni karalamada çok meşgul değilse bunu Howard'a sormanız gerek. | Open Subtitles | عليكِ أن تسألي "هاورد" إن لم يكن مشغولا بمحاولة إغتصابي |
Senin için sorun değilse bunu Chase'le konuşarak halletmek isterim. | Open Subtitles | إن لم يكن لديكِ مشكلة (أفضّل أن أتواصل مع (تشايس (عبر التواصل مع (تشايس |
Eğer gay değilse, bunu kanıtlayalım. | Open Subtitles | إن لم يكن شاذًا فلنثبت ذلك |