"deşifre" - Translation from Turkish to Arabic

    • التشفير
        
    • تشفير
        
    • بفك
        
    • تشفيرها
        
    • فككت
        
    • فكّ
        
    • فك الرموز
        
    • فك شفرة
        
    • أفك شفرة
        
    • للشُبهة
        
    • علمان
        
    • الشيفرات
        
    • لفك
        
    • رموز
        
    • يستطيع فك
        
    Alıcı sinyali Deşifre edip elektrotlarla beyne yollar. Open Subtitles إنها تتكون من مستقبل يقوم بفك التشفير ثم ينقلها إلى مصفوفة إلكترونية ترسل إشارةً إلى الدماغ
    Bugünün güçlü şifrelemeleri ile kodlanmış iletişimi Deşifre etmeye çalışmak zaman kaybıdır. Open Subtitles مع التشفير القوى الحالى , يكون عادة إهدار للوقت محاولة حل إتصال مشفر
    Ama artık sadece bu tarz şeyleri Deşifre işleriyle uğraşıyorum. Open Subtitles ولكن الآن انا فقط أنجح في فك تشفير تلك الأشياء
    Üç yıl önce Deşifre ettiğim bir yalan Irak'ta bir bombalamaya neden oldu. Open Subtitles قبل ثلاث سنوات ، قمت بفك تشفير معلومة أدت إلى انفجار بالعراق
    Belki de çantadakileri Deşifre ettirme amacıyla üniversitedeki bir uzmana götürmüştür. Open Subtitles ربما أخذها إلى الجامعة, لكي يحصل على خبير ليفك تشفيرها
    Scott'ın getirdiği aygıtı Deşifre ediyor muyuz? Open Subtitles نحن نحاول الفك التشفير من المذكرات التي اعطانا اياها سكوت
    Deşifre makinesini görebilsek yardımı olabilirdi. Open Subtitles سيكون من المفيد إذا استطعنا رؤية جهاز التشفير.
    Başka seçeneğim yoktu çünkü Deşifre makinesi bende değil. Open Subtitles لم يكن لدي خيار لأن جهاز التشفير ليس بحوزتي.
    Bunu yaparsanız Deşifre aletine asla ulaşamazsınız. Open Subtitles قم بهذا وسوف لن تضع يديك على جهاز التشفير.
    Hadi, Deşifre aletini ver de nasıl çalıştığını göstereyim. Open Subtitles أقبل, اعطني جهاز التشفير. سأريك كيف يعمل.
    Ama şimdi çipin çıkarılmasıyla bu adam benim için indeksi Deşifre etmeyi başardı. Open Subtitles لكن الآن، و دون الرقاقة، هذا الشخص تمكن من فك تشفير القائمة لأجلي.
    Biz de bunu çiplerimizle elektronik olarak yapıyoruz; görseli kaydediyoruz ve bilgiyi Deşifre ediyoruz, hem de sadece saniyenin milyonda birinde. TED نقوم بعمل ذلك إلكترونيًا باستخدام شرائحنا نسجل الصورة ونفك تشفير المعلومات، في جزء من المليون من الثانية
    Veri bulurum, veri çalarım, veri Deşifre ederim ama analiz etmem. Open Subtitles أنا مجرد تقني، أجد المعلومات وأسرق المعلومات وأفك تشفيرها ولكن لا أحللها
    Arka kapıdan girip hard diskini Deşifre ettiğim zaman bunları buldum. Open Subtitles ما إن كنت في الباب الخلفي , حيث فككت تشفير القرض الصلب حتّى وجدتُ تلك الأشياء
    Sorun şu ki, kimse bütün alfabeyi Deşifre edememiş. Open Subtitles المشكلة هي أنه لا أحد إطلاقاً فكّ شفرة أبجديتها بشكل كامل
    Bu kabatmalarda kodlanmış bir mesaj varsa.. Onu Deşifre edemiyorum. Open Subtitles إن كان هناك رسالة مشفرة في تلك الرموز، فلا يمكنني فك الرموز
    Tercümanın talimatlarını doğru şekilde Deşifre edebilseydim baş rahipe parşömenin bir kopyasını çıkarmadan teslim edecek kadar aptal olduğumu düşünmedin, değil mi? Open Subtitles إذا تمكنت من فك شفرة مترجم اليونانية بشكلٍ صحيح لست أحمقاً حتى أسلم الرق لرئيس الدير بدون أن أعمل نسخة منه ؟
    Diski Deşifre etmek için bana ihtiyacın var. Open Subtitles أنت تريدني أن أفك شفرة القرص الصلب
    Son birkaç aydan sonra fark ettik ki Ajan Reese Deşifre olmuş. Open Subtitles على مدى الشهرين الماضيين، لقد ورد لإنتباهنا أنّ العميل (ريس) قد تعرّض للشُبهة.
    Diğer suçlarının yanında Alaman İspanya'dan hayati bir Deşifre makinesiyle kaçtı. Open Subtitles من بين عديد جرائمه, "علمان" فر من "إسبانيا" وفي حوزته جهاز للتشفير.
    Hem Alman aksanı algılamıyorum hem de çantanızdaki Deşifre kâğıtlarında Alman yazı tipi yok. Open Subtitles لا أستطيع كشّف اللهجة الألمانية أوراق ترجمة الشيفرات في حقَيبتك ليس بها خط ألماني
    Sonuçta ne kadar standart olduğumuz ortaya çıkar, beynimiz standart hareketi Deşifre etmek için kendini sinirsel devreye adamıştır. TED وهكذا اتضح أنّنا نمطيّون جدّا، قد قامت أدمغتنا بتخصيص الدوائر العصبية لفك هذا التنميط.
    - Hayır, ama çok yaklaştık. Yazıların bir kısmını Deşifre ettim. Open Subtitles لا , ولكننى على وشك هذا لقد حللت مُعظم رموز النُقوش
    Mesela artık özel amaçlı göz takipçiler ve kızıl ötesi beyin taramaları, kandırmaya çalıştığımızda bedenlerimizin yolladığı sinyalleri Deşifre edebilen MRI'ların var olduğunu biliyoruz. TED نعرف على سبيل المثال لدينا الآن عيون مختصصة في التعقب والأشعة تحت الحمراء لفحص الدماغ، التصوير بالرنين المغنطيسي الذي يستطيع فك الاشارات التي ترسلها اجسادنا للخارج عندما نحاول أن نكون مخادعين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more