Evet, senin dünyana iyice uyum sağladım, sen de öyle düşünmüyor musun? | Open Subtitles | أوه نعم , لقد تكيَّفت على نحو حسنٍ إلى حد ما مع عالمكم , ألا تعتقد ذلك ؟ |
Çok iyi bir psikiyatristim. Sen de öyle düşünmüyor musun, And? | Open Subtitles | لقد قمتُ بعلاج نفسي رائع ألا تعتقد ذلك ، يا (آندي)؟ |
Oldukça sıkıcı, sen de öyle düşünmüyor musun? Efendim? | Open Subtitles | ـ إنه ممل جداً, ألاّ تعتقد ذلك ؟ |
Burası bayağı sıcak oldu, siz de öyle düşünmüyor musunuz? | Open Subtitles | المكان اصبح حاراً الا تظن ذلك ؟ |
İlginç bir tasarım, sen de öyle düşünmüyor musun? | Open Subtitles | تصميمٌ مُثير، ألا تظن ذلك ؟ |
Sanırım büyük bir başlangıç yaptık, siz de öyle düşünmüyor musunuz? Evet, evet. | Open Subtitles | أعتقد بدايتنا كانت جيدة ألا تعتقد ذلك ؟ |
Bence şimdilik Ay yeterince uzak, siz de öyle düşünmüyor musunuz, Bay Delaware? | Open Subtitles | أظن بأن القمر كافي لهذا الوقت ألا تظن ذلك (سيد ديلاوير) ؟ |
Evet, bak ne diyeceğim: Penny de öyle düşünmüyor. | Open Subtitles | :أجل، إليك هذا ولا (بيني) تظن ذلك |