"de buydu" - Translation from Turkish to Arabic

    • هذا ما كنت
        
    • كانت أحد
        
    • ذلك ما كان
        
    • ما كنت أتحدث
        
    - Sizi Barton'a kendim götürürüm. - İtiraf edeyim ki beklediğim şey de buydu. Open Subtitles ـ وسأرافقكم اذا من كليفلاند إلى بارتون بنفسي ــ أعترف أن هذا ما كنت آمل
    Anlatmak istediğim de buydu. Artık yapamam. Open Subtitles هذا ما كنت احاول ان اقوله لك لا استطيع بعد الآن
    - İşte benim bahsettiğim de buydu. Open Subtitles هذا ما كنت أتحدث عنه هذا ما كنت أتحدث عنه
    Aslında, saklayabilirsin. Sorunlarımızdan biri de buydu, hatırladın mı? Open Subtitles في الواقع، يمكنك، وهذه كانت أحد مشاكلنا، أتذكر؟
    Frankfurt'a gitmesinin bir nedeni de buydu. Jones'u araştırmak. Open Subtitles كانت أحد دواعي ذهابه لـ(فرانكفورت)، التحقيق بشأن (جونز).
    Daha evvel arabada olanların sebebi de buydu, hani sana bağırdığında. Open Subtitles ذلك ما كان عليه ذلك الأمر في السيارة في وقت سابق عندما صرخ عليك.
    Evet, ortağımın dediği de buydu. Open Subtitles نعم، ذلك ما كان يقوله شريكي على الدوام
    - İşte benim bahsettiğim de buydu. Ben de bundan bahsediyordum, dostum. Open Subtitles هذا ما كنت أتحدث عنه هذا ما كنت أتحدث عنه
    Aslında konuşmak istediğim de buydu. Al. Open Subtitles هذا ما كنت أريد التحدث معه بشأنه
    Evet, aklımdan geçen de buydu. Open Subtitles وربما يجرون فحصاً لبصماتك - نعم ، هذا ما كنت أفكر به -
    - Benim söylediğim de buydu! - Ben gidiyorum. Open Subtitles هذا ما كنت أقوله دائما انا راحلة.
    Kendime söylemeye çalıştığım şey de buydu. Open Subtitles هذا ما كنت أحاول إخبار نفسي به
    Pekala. Duymak istediğim de buydu kardeşim. Open Subtitles حسنا، هذا ما كنت أود أن أسمعه
    Üzerinde çalıştığım şey de buydu. Open Subtitles لا أعرف، هذا ما كنت أعمل عليه
    Frankfurt'a gitmesinin bir nedeni de buydu. Jones'u araştırmak. Open Subtitles كانت أحد دواعي ذهابه لـ(فرانكفورت)، التحقيق بشأن (جونز).
    Evet, yapman gereken de buydu. Open Subtitles نعم , ذلك ما كان يجب عليكى القيام به
    Çok garip dediğinde Dr. Cottle'ın kastettiği de buydu. Open Subtitles ليس له فصيلة دم ذلك ما كان الدكتور (كوتل) يقصده عندما قال أن ذلك كان شيئاً غريباً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more