Ayakkabılar ve tişörtler de dahil olmak üzere sürekli uygun kıyafetler giyilmelidir. | Open Subtitles | الملابس المناسبة، بما في ذلك الأحذية والقمصان ينبغي أن تُلبس طوال الوقت |
Ayakkabılar ve tişörtler de dahil olmak üzere sürekli uygun kıyafetler giyilmelidir. | Open Subtitles | الملابس المناسبة، بما في ذلك الأحذية والقمصان يجب أن ترتدي طوال الوقت. |
Sorunun farklı parçalarının çözümleri için kendimiz de dahil olmak üzere bir sürü insanı görevlendirdik. | TED | أنه عينا حفنة من الناس، بما في ذلك أنفسنا، بأجزاء مختلفة من هذا المشكل, |
Bizim yaptığımız ise ben de dahil olmak üzere herbirini dış dünyaya hayranlıkla yollayıp mükemmel olmasını istememizdir. | TED | مانفعله هو اننا نرسل كل واحد منهم, الى من فيهم انا, الى العالم الخارجي مع التذكير, كن مثالياً. |
Çek aile kampındakiler de dahil olmak üzere pek çok mahkûm, yanlış bilgi yayarak yanlış bilgi yayarak paniğe yol açtık diye bizi suçladı. | Open Subtitles | ولكن الكثير من السجناء ومن ضمنهم التشيك من معسكر العائلات... اتهمونا بنشر الشائعات |
Artık, O ambulans çağırma ücreti de dahil olmak üzere 60 bin dolar sağlık borcu olan bir evsizdi. | TED | وبعدها بفتره قصيرة أصبح متشردًا وعليه ديون 60000 دولار تكلفة علاج، بما في ذلك رسوم سيارة الإسعاف التي أقلته للمستشفى. |
Olası çözümlerin ne olabileceği de dahil olmak üzere bu alanda bilinmesi gereken çok şey var. | TED | هناك الكثير لنكتشفه في هذا المجال، بما في ذلك الحلول المحتملة، |
Gördüğünüz gibi bu tüm ülkeler için doğrudur, ... ...gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere. | TED | وهذا صحيح ، كما ترون ، بالنّسبة لجميع البلدان، بما في ذلك ما يسمى بالبلدان النّامية. |
Bu amfifiller daha sonra virüsün RNA'sı ve proteinleri de dahil olmak üzere kendi parçacıklarının etrafında kabarcıklar oluştururlar. | TED | ثم تشكل مزدوجات الألفة تلك فقاعات خاصة بها حول الجسيمات بما في ذلك الحمض النووي الريبي للفيروس والبروتينات. |
- Hepimiz emir alıyoruz ve uymak zorundayız ve bu gerçek, anneleriniz de dahil olmak üzere her şeyin üzerindedir. | Open Subtitles | لدينا أوامر يجب أن نتبّعها ذلك يبطل كلّ شيء بما في ذلك أمّهاتكم |
Biz de dahil olmak üzere, tüm memeliler bir takım üstün nitelikleri paylaşırlar. | Open Subtitles | جميع الثديـّات، بما في ذلك نحن، تتشارك بمجموعة من خصال النصر. |
Anlıyorum, ama bu işi herkes için kolaylaştırmalısın, kendin de dahil olmak üzere. | Open Subtitles | وأنا أفهم ، ولكنان تتساهل مع الجميع ، بما في ذلك نفسك. لقد قمت بالفعل باحزان قلب أمك. |
içlerinde görgü tanığının akıl hastalığı sebebiyle görmezden gelinen bir ifade de dahil olmak üzere bir takım kilit delillleri gözden kaçırmış. | Open Subtitles | بما في ذلك البيان الذي تم تجاهله بسبب شاهد العيان المريض عقليّاً |
Yoksa Gill de dahil olmak üzere her şeyi satacağım. | Open Subtitles | وإلا أنا سوف ابيع كل شيء، بما في ذلك "جيل". |
Patronum Murray Chance de dahil olmak üzere birçoğu tüm ulusların ve bütün insanların tek bir küresel toplum içinde bir arada yaşayabilecekleri yeni bir dünya yaratmak için dişini tırnağına takarak çalışıyor. | Open Subtitles | كثير منهم، بما في ذلك مدربي، موراي تشانس، نعمل بجد لخلق عالم جديد حيث جميع الدول وجميع الناس |
Ki bu da bizi annenin öldürülmesi de dahil olmak üzere tüm bunların arkasındaki kişiye yöneltir. | Open Subtitles | الأمر الذي قد يقود لحلّ كلّ شيءٍ، بما في ذلك جريمة قتل أمّكِ. |
Bu noktada, tamamen iptal etmek de dahil olmak üzere bütün seçenekleri gözden geçirmeye hazırım. | Open Subtitles | في هذه المرحــــــلة، أنا مستعد لـ، تعلمين، النظر في جميع الخيارات، بما في ذلك إيقاف البرنامج تماماً. |
20. yüzyılın sonlarında ve 21. yüzyılın başlarında 11 Eylül 2001 de dahil olmak üzere bir çok saldırıdan sorumlu. | Open Subtitles | من بين 20 أواخر وأوائل القرن ال21. المسؤول عن العديد من الهجمات، بما في ذلك 11 سبتمبر، 2001. |
Kendi annem de dahil olmak üzere, anneleri de konuya dahil ettim. | TED | أخذت الأمهات في الاعتبار أيضًا، بما فيهم أمي. |
Röportaj yaptığım insanlardan birisi ben de dahil olmak üzere köyümde doğan bütün bebekleri doğurtan ebeydi. | TED | وكان أحد من قمت بمقابلتهم الداية التي سلمت جميع الأطفال الذين ولدوا في قريتي بمن فيهم أنا |
İlk grevimizden önce, ben de dahil olmak üzere bir çoğumuz, hiç sokak eylemi planlamamıştık. | TED | قبل اضرابنا الأول، العديد منا بما فيهم أنا، لم يسبق له أن نظّم مظاهرة عامة أو أي نوع من أنواع التظاهر مسبقًا. |
Buna, "varsayımsal" olarak bilgisayarından alınan belgeler de dahil olmak üzere. | Open Subtitles | " ومن ضمنهم الملفات التي " فرضياً تمت سرقتها من حاسوبه الشخصي |