Sarılıp sarmalanmışken bu daha çok şuna benziyordu -- pek de güzel değil. | TED | وقد بدت هكذا .. وهذا غلافها لا تبدو جميلة في الواقع |
Benim de güzel bir bisikletim var ama kilitli tutuyorum. | Open Subtitles | لدى دراجة جميلة أيضا و لكنى أضع قفل عليها |
Ye-Sung güzeldir, öğretmeni de güzel.. - Bu özel bir konu değil.. | Open Subtitles | يي سيونغ جميلة ، والمعلمة جميلة أيضاً لايوجد شيءٌ خاص- |
Sence de güzel değil mi? | Open Subtitles | أنها جميلة على الرغم من، ألا تظن؟ |
Ne güzel bir zamandır o, ne de güzel | Open Subtitles | ♪ماوقتواحد،ما♪♪ الوقت، ما الوقت ♪ |
Sende de güzel bir takım varmış. | Open Subtitles | أنت عندك بدلة جيدة أيضا. |
İki çocuğu, Agrestic'de güzel bir evi var. | Open Subtitles | لديك ولدان, منزل جميل في أغريستك |
Ne inanılmaz derecede zeki, ne de güzel ama ben onu seviyorum. | Open Subtitles | إنه ليس ذكيّا جدًا، ولا جميلًا حتى لكنّني أُحبّه، أتعلمين لماذا؟ |
Ben de güzel bir gün geçirdim. Birkaç mahkûma yardım ettim. | Open Subtitles | حسناً, حظيت بيوم جيد أيضاً ساعدت بعض السجناء |
Ben Bloomies'de güzel bir kazak gördüm ama kendime istiyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت سترة جميلة في محل بلومي ولكن أعتقد بأنني أريد أن آخذها |
Ona çiçek almak için hepimiz katkıda bulunacağız ve onu Maui'de güzel bir tatile göndereceğiz. | Open Subtitles | سنشتري لها ورودا مجتمعين ونرسلها لنزهة جميلة في ماوي |
Ben de güzel bir tane gördüm. | Open Subtitles | رأيت واحدة جميلة أيضا |
Dok Go Min de güzel! | Open Subtitles | دوك جو مين آه) جميلة أيضا) |
Bentley de güzel bir ayrıntı olmuş. | Open Subtitles | وسيارة البنتلي كان لمسة جميلة, أيضاً. |
Sen de güzel kokuyorsun. | Open Subtitles | رائحتك جميلة أيضاً |
Sen evli birisin. Rose halamı ele alalım, kendisi hiç de güzel bir kadın değildi. | Open Subtitles | أنت رجل متزوج، خذ عمتي (روز) على سبيل المثال ليست جميلة على الإطلاق |
'Oh, aslında hiç de güzel değil' | Open Subtitles | إنها ليست جميلة على الإطلاق |
Ne güzel bir zamandır o, ne de güzel | Open Subtitles | ♪ماوقتواحد،ما♪♪ الوقت، ما الوقت ♪ |
Öğle yemeklerimiz de güzel. | Open Subtitles | مواعيدنا على الغداء جيدة أيضا |
- Red Pony' de güzel bir gün var, ve gece devam ediyor. | Open Subtitles | انهُ يومُ جميل في رد بوي,والسهره مستمره |
Gösterişliydi de. Ben de güzel, zengin ve gösterişli olmak istedim ve onunla evlendim. | Open Subtitles | كانت مولعة بالفن نوعاً ما, وأنا أردت أكون جميلًا, وغني, ومولع بالفن, لذا تزوجتها. |
Sen de güzel bir tekme savurdun, değil mi? | Open Subtitles | و أنت ركلته بشكل جيد أيضاً, أليس كذلك ؟ |
Dün gece ben de güzel vakit geçirdim. | Open Subtitles | -لقد قضيت وقتاً ممتعا أيضاّ الليلة الفائتة |