"de küçük" - Translation from Turkish to Arabic

    • صغيرة في
        
    • صغير في
        
    • صغيرة أيضاً
        
    Örneğin, ben Maine'de küçük bir kasabada büyüdüm ve o duyduğunuz belediye toplantılarına birçok kez gittim. TED على سبيل المثال نشأت في بلدة صغيرة في ولاية ماين، وذهبت إلى الكثير من اجتماعات البلدية التي تسمع عنها.
    Mississippi'de küçük bir kasabaya hortum ve kasırga vurduğunda doğal afet düellosu yaratmıştı. Open Subtitles عندما اعصار و عاصفة البرق هاجم بلدة صغيرة في ولاية ميسيسيبي , تم إنشاء الكوارث الطبيعية المزدوجة.
    Bin yıl kadar önce, Çin'de küçük zengin bir köyde mağaradaki hazinelerini koruması için genç bir ejderha kiraladılar. Open Subtitles قبل ألف سنة , كان هناك قرية غنية صغيرة في ... الصين .إستأجروا تنين صغير لحراسة كنوزهم في كهف
    Daha sonra, yayımlayacak bir yer buldum, St. Louis'de küçük bir matbaa. Open Subtitles و بعد ذلك وجدت ناشرا كاتب صغير في ــ سانت لويس ــ
    Tabii ki MIT'de küçük bir laboratuvardan çalışıyorum. TED أنا أعمل بالطبع في مختبر صغير في معهد ماساتشوستس للتقنية.
    Aslında ben de küçük bir kasabalıyım, burada evimde gibiyim. Open Subtitles في الواقع,انا من بلدة صغيرة أيضاً لذا اشعر بنفسي انني في موطني
    Bin yıl kadar önce, Çin'de küçük zengin bir köyde mağaradaki hazinelerini koruması için genç bir ejderha kiraladılar. Open Subtitles قبل ألف سنة , كان هناك قرية غنية صغيرة في ... الصين .إستأجروا تنين صغير لحراسة كنوزهم في كهف
    Kısa süreliğine İngiltere'de küçük bir kilisede çalıştım. Open Subtitles لفترة قصيرة كنت أخدم في كنيسة صغيرة في انجلترا
    Desiderio Pavoni, Via Parini'de küçük bir atölyede icat etti. Open Subtitles من " داسيديو بافوني " في ورشة صغيرة في" فيابيريني"
    Danny Emma'ya bakar ve biz de küçük bir tren macerası yaşarız. Open Subtitles داني هل يمكنك مراقبه إيما ونحن سوف يكون لدينا مغامرة صغيرة في القطار
    Belki de İsviçre'de küçük bir turist işletmesine, Londra'da bazı mülklere ya da İskoçya'nın güzel bir parçasına bir yatırım olabilir. Open Subtitles ربما مشروع استثمار في بلدة سياحية صغيرة في سويسرا، أو بعض الممتلكات في لندن أو قطعة جميلة من إسكتلندا.
    Büyükbabam bir hahamdi ve bir duldu, Brooklyn'de küçük bir apartman dairesinde yalnız yaşardı. Bu daire büyürken benim dünyada en sevdiğim yerdi, biraz onun nazik va zarif varlığıyla dolu olduğu için, biraz da kitaplarla dolu olduğu için. TED لقد كان جدي حاخاما و أرملاً وكان يقطن في شقة صغيرة في بروكلين وكانت تلك الشقة مكاني المفضل اثناء طفولتي، لأنني كنت من جهة أشعر بلطفه و بحضوره الأخاذ ولأنها من جهة اخرى كانت مليئة بالكتب.
    Massachusetts'de küçük bir kasaba. Open Subtitles لتر وهي بلدة صغيرة في ولاية ماساشوستس.
    90'ların başında Utrecht'de küçük bir tezgahım vardı. Open Subtitles في أوائل التسعينيات كنت أملك عربة صغيرة في "أوتريخ"
    Bir de küçük bir kız var. Sekiz-dokuz yaşlarında. Open Subtitles فتاة صغيرة في سن الثامنة أو التاسعة
    Saat dokuz civarı Watery Lane'de küçük bir ateş ihbarı geldi. Open Subtitles "تم التبليغ عن نار صغيرة في حدود الساعة التاسعة في ساحة "والتري لين
    Ama kendime Philly'de küçük bir daire buldum Open Subtitles لكنني حصّلت لنفسي على شقة صغيرة في "فيلي"
    Randy Hickey bir adam gibi görünse de, küçük bir çocuktan bir farkı yok. Open Subtitles بينما يظهر راندي هيكي بشكل رجل بالغ ليس هو الا طفل صغير في شكل رجل بالغ
    Knightsbridge'de küçük bir ev alacağız. Lowndes Caddesi'nde. Open Subtitles نحن سنأخذ بيت صغير في نايتسبريدج شارع لوندز
    Knoxville, Tennessee'de küçük bir dükkanda bulmuş ve satın almış. Open Subtitles من متجر صغير في نوكسفيل .. تينسيي
    Benim de küçük bir kızım var. Open Subtitles لديّ إبنة صغيرة أيضاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more