Değerli değilse, bu arabayı niye bizim sürmemizi istesin De La Sol. | Open Subtitles | لماذا دي لا سول قد لدفع هذه السيارة إلا إذا كان قيما. |
De La Sol her gün 10 mil koşuyor şehrin içinde. | Open Subtitles | دي لا سول يأخذ المدى 10 ميل كل صباح عبر المدينة. |
"Dışarı çıkıyor. De La Sol ile büyük birşeyler onaylayacak." | Open Subtitles | "متجهة إلى خارج شيء كبير يسيرون مع دي لا سول". |
Sanırım sen De La Sol'ü etkilemek için ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | أعتقد أنك تعرف ما يتوجب عليك فعله لإقناع دي لا سول. |
Tamam, bu planlar De La Sol'un 100 milyon dolarının olduğu holdingin. | Open Subtitles | حسنا، هذه هي المخططات للمبنى. دي لا سول تحتجز له 100 مليون دولار |
De La Sol'un 100 milyon dolardan daha fazlasını saklıyor. | Open Subtitles | دي لا سول وتضمينه في خبأ يستحق أكثر من 100 مليون دولار. |
Yani, De La Sol'un biraz dnası lazım bize. | Open Subtitles | هكذا. نحن بحاجة إلى عينة من دي لا سول وتضمينه في الحمض النووي. |
Aktris olan model, De La Sol'un dikkatini çekmek için yanından geçecek. | Open Subtitles | نموذج تحولت الممثلة سوف تدفع من قبل الحصول على دي لا سول وتضمينه في الاهتمام. |
O zaman De La Sol suratına calışmaya başlayacak, boks torbası gibi. | Open Subtitles | ثم سيبدأ دي لا سول العمل وجهك مثل كيس اللكم |
Tüm bu efor sayesın de De La Sol güzelce bir ter atacak. | Open Subtitles | جميع في محاولة للحصول على دي لا سول لبناء عرق لطيفة |
De La Sol'u 3 ömür hapishanede kalmasına yetecek kadar delil var. | Open Subtitles | هناك وتضمينه في دليل كاف هنا لوضع دي لا سول بعيدا لمدة 3 عمر. |
De La Sol dışarda beni öldürür, ve geri kalanlarıda öldürür. | Open Subtitles | دي لا سول خارج لقتلي، وبقية لك. |
De La Sol'un tüm illegal faaliyetlerini ortaya döküyor bu. | Open Subtitles | بل هو كسر جميع دي لا سول وتضمينه في نشاط غير قانوني . |
De La Sol giriş olarak kullanıyor. | Open Subtitles | دي لا سول وتضمينه في استخدامه كواجهة. |
De La Sol'un arkada gizli bir odası var. | Open Subtitles | دي لا سول حصلت على غرفة سرية في الخلف. |
De La Sol paraları burada saklıyor olmalı. | Open Subtitles | دي لا سول وأبوس]؛ يجب أن تكون الصورة خبأ هناك. |
De La Sol sayım yapanlara güvenmiyor çalabileceklerinden dolayı. | Open Subtitles | دي لا سول لا توجد الآن وأبوس]؛ ر تثق مكافحة من سرقة. |
De La Sol kasaya, paraları kontrol etmeye geliyor. | Open Subtitles | دي لا سول يأتي لقراءة على المال في قبو. |
De La Sol'un dna kodlarının eşleşmesiyle açılan, yüksek teknolojiyle şifrelenen kasa. | Open Subtitles | يتم تشفير قبو مع التكنولوجيا العالية شفرة الحمض النووي الذي يطابق دي لا سول وأبوس]؛ [س]. |
Beni geçemezsin, De La Sol. | Open Subtitles | ليس على السلعة المفضلة، دي لا سول. |