"de onlarla" - Translation from Turkish to Arabic

• معهما
• معهم

Bu gece de onlarla sinemaya gitmekten vazgeçtim.
لقد ألغيت مشاريع لكي أذهب معهما إلى السينما الليلة

Ama baktım eğleniyorlar, ben de onlarla takılayım bari dedim.
لكن لأنهما كانا مضحكين قررت أن أتسكع معهما

Ama yine de onlarla huzurlu olman canımı acıtıyor.
ولكن هذا مازال يؤلم برؤيتك في سلام معهما

Bandoyla bu kadar fazla sorunun olduğuna göre... belki de onlarla arkadaş olmalısın.
بما أنك تعاني من مشاكل مع الفرقة فربما يجب أن تعمل صداقات معهم

Gözünün içine bakıp bunu söyleyemeyeceğimi biliyordu. Ben de onlarla birlikte gittim.
علم أنّي لن أقوى على النظر في عينيك وإخبارك، لذا غادرت معهم.

Kandırılmış, aldatılmış ve oyuna getirilmişlerdi ve ben de onlarla beraber gitmiştim.
لقد تم خداعهم، الاحتيال عليهم، تضليلهم، ولقد تناغمت معهم طول الوقت.

- Sağ ol. - Yani sen de onlarla otobüse binersen diyorum.
قصدت أيضًا لو صعدت الشاحنة معهما.

Yeter. Rahat bırak. Keşke ben de onlarla olsam.
دعيهما لشأنهما، ليتني معهما

Ağabeyim de onlarla birlikte yaşıyor.
وأخى يعيش معهما

Nell ve Dean Metropolis'e taşınıyor, ve benim de onlarla gitmem gerekmiş.
سينتقل (دين) و(نيل) إلى (ميتروبوليس)، ومن المفترض أن أذهب معهما

Bilseydim ben de onlarla olurdum.
فلو كنت أعلم لكنت معهما

Kanada'ya bir arkadaşını görmeye gidecek. Ben de onlarla gitmeliyim diye düşündüm.
ستذهب لزيارة صديقة في (كندا) أظن بوسعي الذهاب معهما

- Keşke ben de onlarla gitseydim.
-أتمنى الآن لو أنني ذهبت معهما

Geçtiğimiz salı günü de onlarla olduğumu hatırlıyorum.
وقضينا معهما مؤخرا يوم الثلاثاء!

Orda çalışan Vahşi Yaşamı Koruma Topluluğuna 1995 te katıldım Ama aslında 1991 de onlarla öğrenci olarak çalışmaya başlamıştım.
انضممت لمنظمة حماية الحياة البرية هنا في عام 1995 لكنني بدأت العمل معهم كطالب في عام 1991

Onlar giderken sen de onlarla git!
وعندما يذهبون من الأفضل لكِ أن تذهبي معهم

Siz de onlarla gitmek zorundasınız ve gözlerini kızlardan ayırmayın.
اذهب معهم ولا تدع هؤلاء البنات يغبن عن نظرك

Ben de onlarla gidiyorum.
اذهب معهم إلى سيلفيرادو سأذهب مع هؤلاء الشباب

Ben de onlarla olmak için işten erken çıkmaya başladım.
وأجد نفسى أعود إلى المنزل مبكراً لأكون معهم ، حالنا ممتازة

Tanrı şahidimdir, o telefona dokunursan seni de onlarla beraber gömerim.
لذا فأعنى يا الله, فلو أنك لمست ذلك الهاتف سوف أدفنك معهم