Söylesene nasıl oluyor da bazı insanlar İncil'de sadece nefreti buluyor? | Open Subtitles | قل لي كيف بعض الناس تجد الكراهية فقط في الكتاب المقدس؟ |
Belki de sadece taşları değil hayatı da değiştiren bir süreç halen işliyordur. | TED | ربما هناك عملية لا تزال نشيطة إلى اليوم قد سببت تغيرات ليس فقط في الصخور بل في الحياة. |
Yani belki de sadece senin aklındayım ben. | Open Subtitles | أعني, صحيح, قد أكون أنا موجودا فقط في عقلك |
Belki de sadece görmek istediğimi görüyorumdur, bilmiyorum. | Open Subtitles | أو ربّما أرى ما أريد رؤيته و حسب. لا أعلم. |
O zamandan beri kurtadamlar sadece dolunayda ve vampirler de sadece gece çıkabiliyor. | Open Subtitles | حدّت من قواهم، مُذّاك يتسنى لـ(المذؤوبين) التحوّل ذئاباً آن إكتمال القمر و حسب. |
Birleşik Devletler'de sadece iki vaka görüldü. | Open Subtitles | هناك حالتان مسجلتان منها فقط بالولايات المتحدة كلها |
Silahını bırak, uyuşturucuyu kimin getirdiğini söyle ben de sadece omzuna sıkayım. | Open Subtitles | أ: ضع المسدس، وقل لي من يجلب هذه القذارة... وربما فقط سأطلق عليكَ في كتفكَ |
- Demeye çalıştığım, ya 1950'de sadece elimizden geleni yapmadığımız için elenmişsek? | Open Subtitles | اعني ماذا لو قلنا اننا لم نطبق اسلوبنا بصورة صحيحة في الخمسينات |
"Bu şey yalnızca cennette var ve de sadece..." | Open Subtitles | تلك البهجة تحدث فقط في الجنة أُعطِـيت تلك المنحة للذين سعوا لتحقيقها بصدق |
Ve 35 oto dükkanı bunu yapabilecek düzeyde. Ve DC'de sadece bir tane var. | Open Subtitles | يوجد 35 محل فقط تقوم ببيعها و واحد فقط في العاصمة |
Belki de sadece başkasının bölgesinde satış yapmıyorlardı. | Open Subtitles | إذاً ربما لم يكونو يتصارعون فقط في منطقة شخص آخر |
Belki de sadece aptal olmaya aşıksındır. | Open Subtitles | حسنا، ربما أنت فقط في الحب مع كونه غبي. |
Özellikle de sadece morglara bakıyorlarsa. | Open Subtitles | لاسيما وأنهم يبحثون فقط في المشارح |
O yüzden biz de sadece yanaklarına iki nokta kondurduk ya... | Open Subtitles | لهذا السبب وضعناها على الخدين و حسب |
Belki de sadece evde kalacağım. | Open Subtitles | ربما ... . سأبقى في المنزل و حسب |
O zamandan beri, kurt adamlar sadece dolunayda ve vampirler de sadece gece ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | "مُذذاك يسع (المذؤوبين) التحوّل ذئاباً آن إكتمال القمر و حسب و (مصاصين الدماء) يوهنون بأشعة الشمس" |
İyi de sadece bir şekere basıyorsun. | Open Subtitles | أنت تضغط حلوى نعناع و حسب |
O zamandan beri kurt adamlar sadece dolunayda ve vampirler de sadece gece çıkabiliyor. | Open Subtitles | حدّت من قواهم، مُذّاك يتسنى لـ(المذؤوبين) التحوّل ذئاباً آن إكتمال القمر و حسب |
Geriye kalan 6 tanesinden de sadece biri gri. | Open Subtitles | بذلك يبقى 6 سيارات واحد منها فقط رمادية |
- Sadece beyaz var. Ben de sadece beyaz giyerim. Tuvalet ne tarafta? | Open Subtitles | البيضاء منها فقط - حسن، البيضاء هي كل ما أرتدي، حمام؟ |
Belki de sadece uyuz etmek içindi. | Open Subtitles | وربما فقط لأغضبه... |
- Demeye çalıştığım, ya 1950'de sadece elimizden geleni yapmadığımız için elenmişsek? | Open Subtitles | اعني ماذا لو قلنا اننا لم نطبق اسلوبنا بصورة صحيحة في ال 50 |