Size kazandırdığım isimle bu hiç de zor olmayacaktır. | Open Subtitles | لن يكون الأمر صعباً بعد أن منحتكِ الشهرة |
Eğer güçlerini ondan koparırsam pek de zor olmayacaktır. | Open Subtitles | حسناً ، لن يكون الأمر صعباً بمجرد أن أوقفهم جميعاً |
Bu sefer yakaladım onu. Hiç de zor olmadı. | Open Subtitles | هذه المرة أمسكتها في الواقع لم يكن ذلك صعباً على الإطلاق |
İkiniz için de zor olmuş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ الأمر كان صعباً على كليكما |
Sadece kırmızı kartı bul, hiç de zor değil. | Open Subtitles | اعثر على الورقة الحمراء ، إنها ليست بتلك الصعوبة |
Beğendiğiniz yiyeceği bulmak önemlidir ve neredeyse her yemeğin bitkisel olarak yapılabildiğini fark ettiğinizde bunun hiç de zor olmadığını göreceksiniz. | Open Subtitles | من المهم أن تعثر على الطعام الذي يعجبك، وما إن تدرك أنّ معظم الأطباق يمكن أن تُحضّر من النبات، ستكتشف أن ذلك ليس بتلك الصعوبة مطلقًا. |
Daha önce de zor dönemlerden geçmiştik Müdür Bey. | Open Subtitles | ، لقد مررنا بأوقات صعبة من قبل أيها المأمور |
Hiçbir zaman kolay bir iş olmadı ve kesinlikle şu an şehrimizdekinden de zor olmadı. | Open Subtitles | قط مهمة سهلة، وأنها بالتأكيد لم كان أكثر صعوبة مما هو عليه الحق الآن في مدينتنا. |
Tümörün ucunu temizlemek de zor olmasa gerek. | Open Subtitles | ليس من المُفترض أن يكون الأمر صعباً بأن نباشر من قاعدة الورم |
Sizin için de zor olmuştur. | Open Subtitles | لقد كان الأمر صعباً بالنسبة لكم أيضاً |
Biliyorsun, her şeyiyle onun için de zor oluyor. | Open Subtitles | لقد كان الأمر صعباً بالنسبة إليه |
Bunu zorlaştırma Billy. Şimdi, bir kolay olan yolu var bir de zor olan yolu... | Open Subtitles | لا تجعل الأمر صعباً (بيلى) هناك الطريقه السهله و هناك الطريقه الصعبه |
Gördünüz mü? Hiç de zor değil. | Open Subtitles | أرأيت, ليس الأمر صعباً. |
Hatırlıyorum. İkiniz için de zor zamanlardı. | Open Subtitles | أذكر ذلك كان هذا صعباً على كليكما |
Genellikle, bir şey hatırlayamazdı ki bu, ikimiz için de zor olurdu. | Open Subtitles | عادةً، لم يستطع أن يتذكر... وكان ذلك صعباً على كل منا. |
Hayır, hiç de zor olmaz. | Open Subtitles | لا, ليس صعباً على الإطلاق. |
Çözmek pek de zor olmadı. | Open Subtitles | لم تكن بتلك الصعوبة لتكتشف |
Hayat öyle de böyle de zor. | Open Subtitles | اذا الحياة صعبة من جيمع النواحي |
Bakın, daha önce de zor zamanlar geçtik. | Open Subtitles | لقد مررنا سوياً بأوقات صعبة من قبل. |
Tanrım. Bu düşündüğümden de zor olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون أكثر صعوبة مما توقعت |
- Düşündüğümden de zor. | Open Subtitles | أكثر صعوبة مما ظننت |