"deah" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضياء
        
    Daha sonra Deah'ın odasına gittim daha önce çoğu kez yaptığım gibi, onu aradım, hiç doldurulmayacak bir boşluk bulmak için. TED بعدها ذهبت إلى غرفة ضياء كما فعلت كثيرًا من قبل، أبحث عنه، فقط لأرى فراغه الذي لا يمكن أن يمتلئ مجددًا.
    Bugün burada olmanın benim için çok zor olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Ama kardeşim Deah, karısı Yusor ve kız kardeşi Razan bana fazla seçenek bırakmadı. TED بلا شك، هذا موقع صعب بالنسبة لي أن أكون هنا اليوم لكن أخي ضياء زوجته يُسر وأختها رزان لم يعطوني الكثير من الخيارات
    Deah ve Yusor ilk danslarını yaptıklarında gözlerindeki aşkı, karşılık bulan neşesini gördüm ve duygularım beni kaplamaya başladı. TED عندما رقص ضياء ويسر رقصتهم الاولي رأيت الحب في عينيه ومبادلتها له الفرحة ومشاعري بدأت تغمرني
    Kafam karıştı, babamı aradım, düz bir sesle şöyle dedi: "Deah'ın mahallesi Chapel Hill'de bir saldırı olayı olmuş. TED كنت مشوشة، اتصلت بوالدي الذي تحدث معي بهدوء شديد "لقد حدث إطلاق نار في حي ضياء في شابيل هيل
    Deah otobüsle okuldan yeni dönmüş, Razan akşam yemeğine gelmişti, Yusor'la evdeydi. TED ضياء كان قد نزل من الحافلة عائدًا من جامعته، رزان كانت في زيارة لتناول الغداء، وقد كانت في المنزل مع يسر.
    Deah, Yusor ve Razan güvenli olması gereken bir yerde katledildi: Yuvalarında. TED تم إعدام ضياء ويسر ورزان في مكان كان من المفترض أن يكون آمناً: منزلهم.
    Deah ve eşi Yusor Chapel Hill, Kuzey Caroline'de yaşayan ve orada okuyan genç evli bir çiftti. TED ضياء وزوجته يسر، كانا زوجين في مقتبل العمر يعيشان في تشابل هيل في كارولاينا الشمالية، حيث كانا يذهبان معًا إلى الجامعة.
    Deah'ı sekiz kez vurmuş. TED أطلق النار على ضياء ثمان مرات.
    Bir ay sonra, kısa bir ziyaret için Kuzey Carolina'daki evime döndüm ve son akşam üst kata Deah'ın odasına çıktım, yeni evli bir adam olarak nasıl hissettiğini öğrenmek istedim. TED بعد شهر تقريبًا وفي أثناء عودتي لكارولينا الشمالية من أجل زيارة قصيرة في آخر ليلة صعدت لغرفة ضياء متحمسة لأعرف ما هو شعوره وهو رجل متزوج حديثًا
    O gece ayakta dikilirken derin bir nefes aldım ve Deah'a bakarak şöyle dedim: "Seninle hiç bu kadar gurur duymamıştım." TED واقفين هناك في تلك اليلة أخذت نفسًا عميقًا ونظرت إلى ضياء وقلت له "لم أكن فخورة بك أبدًا أكثر من هذه اللحظة"
    Ertesi gün, büyük gazeteler -- New York Times, Chicago Tribune dâhil -- Deah, Yusor ve Razan hakkında hikâyeler yayınladı. Anlatıyı düzeltmemize izin verildi ve yaygınlaşan Müslüman karşıtı öfkeye dikkat çekildi. TED في اليوم التالي، قامت صحف كبيرة بما فيها نيويورك تايمز وشيكاغو تريبيون بنشر قصص عن ضياء ويسر ورزان، ليسمحوا لنا بالتحدث عن الموضوع ولفت الانتباه للكره ضد المسلمين.
    Deah, Yusor ve Razan'ı hiçbir şey geri getiremeyecek. TED لن يعيد أي شيء ضياء ويسر ورزان.
    Deah bir atletti. TED ضياء كان رياضيًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more