"dedene" - Translation from Turkish to Arabic

    • جدك
        
    • لجدك
        
    • جدّك
        
    • جدكِ
        
    • بجدك
        
    Nedendir bilinmez sıkıcı ve yaşlı bir yavşağa dönmüş babana mı hayatını dolu dolu ve zengin yaşamış kimseleri umursamayan dedene mi? Open Subtitles أبيك، الذي تحول لسبب أجهله إلى والد عجوز وممل أم جدك الذي عاش حياة غنية ومليئة بالمغامرات ولم يقبل الإهانة من أحد؟
    Git dedene söyle, biri kardeşi hakkında soru soruyor. Open Subtitles اذهب أخبر جدك أن هناك رجلٌ هنا يسأل عن أخته
    Şimdi bana, dedene yaz için zaten plan yaptığını söylediğini söylediğin yer. Open Subtitles الان هو الجزء الذي تخبرني انك أخبرت جدك أنه لديك بالفعل خطط للصيف
    Haydi bakalım. - dedene götür. - Sadece iki tane al, tamam mı? Open Subtitles خذ الكعكة لجدك - خذ اثنتين فقط ، حسناً ؟
    Bak, dedene zaten elimden bir şey gelmeyeceğini söyledim. Open Subtitles سبقَ و أخبرتُ جدّك لا أستطيع فعل أيّ شيء
    Yaptığım kurabiyelerden dedene de götüreceksin. Open Subtitles عليك بالمشي طوال الطريق إلى جدك لتأخذ طبقة الكعك التي حضرتها.
    Anneme dedene olanları anlattım o da bana bunu yollattı. Open Subtitles أخبرت والدتي بشأن جدك فجعلتني أحضر طعاماً.
    Okinawa'dan döndüğüm zaman, dedene benle gurur duyup duymadığını sordum. Open Subtitles عندما عدت من "أوكيناوا", سألت جدك إن مازال فخور بي.
    dedene ulaşıp yardım getirmen için fırsatın olur. Open Subtitles ستكون الفرصة سانحة أمامك للوصول إلى جدك والحصول على مساعدته
    O halde dedene sor. Open Subtitles اسأل جدك عما إذا كنتم تحتاجون بستانيا
    dedene yardım etmem gerekti... ve sonra bir daha dedene yardım etmeyeceğime yemin etmem gerekti. Open Subtitles ... كان يجب علي مساعدة جدك و من ثم كان يجب علي أن أقسم بأن لا أساعده مرة أخرى
    dedene yardım etmem gerekti... ve sonra bir daha dedene yardım etmeyeceğime yemin etmem gerekti. Open Subtitles ... كان يجب علي مساعدة جدك و من ثم كان يجب علي أن أقسم بأن لا أساعده مرة أخرى
    Sunshine, neden gidip dedene de vermiyorsun, olmaz mı? Open Subtitles سن شاين" ، لما لا تذهبي" وتعطي جدك واحدة ، موافقة ؟
    - Ashley, gidip dedene yardım etsene. - Ben mi? Open Subtitles آشلي عزيزتي اذهبي و ساعدي جدك بالكراسي
    dedene yardım eder misin ? - Tabi ki Open Subtitles ساعد جدك في حمل تلك الأشياء - حسنا , سيدتي -
    Sikerim böyle işi. Balatayı sıyırmış dedene gitmiyoruz. Open Subtitles تباً للهراء ، لن نذهب لعند جدك المجنون
    Şuna bir bakın. dedene yazacağın teşekkür notunu bitirdin, ha? Open Subtitles انظر اليك لقد كتبت جواب الشكر لجدك دان
    Şuna bir bakın. dedene yazacağın teşekkür notunu bitirdin, ha? Open Subtitles انظر لهذا ، لقد كتبت رسالة شكر لجدك دان
    Kartını dedene yollamadığım için özür dilerim. Open Subtitles اسفه لانني لم ارسل رسالتك لجدك
    Fotoğrafları çekip hapisteki dedene yollamışlar. Open Subtitles لقد التقطوا الصور وأرسلوها إلى جدّك في السجن
    dedene ulaşıp yardım getirmen için fırsatın olur. Open Subtitles الباب سيكون مفتوحاً لكِ لتصلين إلى جدكِ وتتطلبين مساعدته
    Annene benziyorsun. dedene de çok benziyorsun. Open Subtitles أحذوا حذو أمك وكن شبيهاً بجدك أيضاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more