Karadeniz'deki son donanma tatbikatı hakkında Sovyet Başkomutanlık Karargâhı raporu. | Open Subtitles | تقرير من القيادة العليا السوفياتية على مناوراتها البحرية الأخيرة في البحر الأسود. |
Ama, Wisconsin'deki son yılında 21. yaşını kutlamak için bir restoranda büyük bir yemek vermiş. | Open Subtitles | لكن في السنة الأخيرة في وسكونسن أقام عشاء كبير لعيد ميلاده ال21 في مطعم |
Bu arada, Burbank'deki son anlarınızın tadını çıkartın, Albay Casey. | Open Subtitles | في الوقت الحالي أستمتع بلحظاتك الأخيرة في "بوربانك" ، أيها العقيد "كيسي" |
Emerald City'deki son görevinle karşılaştırılınca burası oldukça sessiz. | Open Subtitles | حسناً، مقارنةً بموقعكَ الأخير في مدينة الزُمُرُد هذا هادئٌ جداً |
Kuzey'deki son isyan sırasında, Lord Latimer'in çektiği ıstırabın sebebini çok çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم جيدا سبب استغاثة اللورد لاتيمر خلال التمرد الأخير في الشمال |
Budapeşte'deki son gecem. | Open Subtitles | "هذه ليلتي الأخيرة في "بوادابست |
Sana bir şey söyleyeceğim, Josh. Bu sene Kule'deki son yılım olacak. | Open Subtitles | كنتُ أنتظر لكي أخبرك (جوش) هذه ستكون سنتي الأخيرة في البرج |
Cambridge'deki son gecemizi andıran bir çılgınlıkla bitirdim. | Open Subtitles | ،انهيتها في عُجالة من أمري .(مما ذكرني بليلتنا الأخيرة في (كامبردج |
Miami'deki son günlerimizi özel kılmaya çalışıyorum ben de. | Open Subtitles | مرحبًا أحاول جعل أيّامنا الأخيرة في (ميامي) مميّزةً ليس إلّا |
Bu Miami'deki son gecen ve birlikte yemek yiyeceğiz. | Open Subtitles | هذه ليلتكَ الأخيرة في (ميامي) وسنتناول العشاء معًا |
Braylin'deki son haftalarımı da harcadım ve Avrupa'da öğretmenliğin planlarını yapıyordum. | Open Subtitles | واصلت أسابيعي الأخيرة في (بريلين) وخططت للذهاب إلى أوروبا للتدريس |
Christopher, İngiltere'deki son iyi adam. | Open Subtitles | كرستوفر هو الرجل المحترم الأخير في أنجلترا |
Silas, Berkeley'deki son dönemi bitirmedi. | Open Subtitles | (لم تنهِ فصلكِ الأخير في (بيركلي |