"delhi de" - Translation from Turkish to Arabic

    • في دلهي
        
    Eğer bu bomba Delhi'de patlarsa, o zaman nükleer savaş başlar. Open Subtitles إذا إنفجرت هذه القنبلة في دلهي سوف تكون هناك حرب نووية
    Genç bir kız, 23 yaşındaki bir öğrenci Delhi'de erkek arkadaşı ile birlikte bir otobüse biniyor. TED طالبة شابة في الثالثة والعشرين من عمرها استقلت حافلة في دلهي مع صديقها.
    Delhi'de çalıştığımız hastane bu, Schorff Göz Vakıf Hastanesi TED تلك هي المستشفي التي نتعاون معها في دلهي, مستشفى سكروف الخيري للعيون
    Böyle kumaşı Delhi'de ya da Bombay'de bile bulamazsın. Open Subtitles فقط خذية مادة مثل هذا صعب الإيجاد حتى في دلهي أو بومباي
    Böyle kumaşı Delhi'de ya da Bombay'de bile bulamazsın. Open Subtitles مثل هذه الثياب صعب إيجادها حتى في دلهي أو بومباي
    sence Delhi'de onca kız dururken bana mı aşık olacak? Open Subtitles أتعتقدي ان كُلّ البنات في دلهي قد ماتو ولم يعد سواي
    Poonam, Krishnakant'a söyledim, sen öğrenimini Delhi'de sürdürebilirsin. Open Subtitles بونام، لقد أخبرت كريشناكانت بأنه يمكنك مواصلة دراستك في دلهي
    Delhi'de bir cok Sumo arabasi tahrip edildi. Open Subtitles العديد من سيارات السومو تم تدميرها في دلهي
    Yüz kere aradım seni. Delhi'de bir konferansın da yokmuş. Open Subtitles حاولت الاتصال بك مئات المرات ، لا يوجد مؤتمر في دلهي
    Hepimiz Latif'in Delhi'de bizi kandırdığını biliyoruz. Open Subtitles جميعنا يعلم ان لطيف قد صنع مجانين كهؤلاء في دلهي
    Teslimat Delhi'de, Mavi Kuş'la yapılacak. Open Subtitles ينبغي تقديم الطرد إلى. بلو بيرد في دلهي.
    Delhi'de davul çalıyordu. Open Subtitles هو كان في البراميل عندما كنا نحن في دلهي
    Delhi'de çalışmalısın,derlerdi' Oylar Aisha'ya.Oylar Aisha'ya. 'Yani,çok mücadele verdim...' '... Open Subtitles انه يجب علي ان ادرس في دلهي لكن بعد كل الكفاح
    Ama biz bir yere gitmiyoruz. Delhi'de konuşabiliriz. Open Subtitles .ولاكننا لن نذهب لأيّ مكان .يمكننا التحدث في دلهي
    Delhi'de nişanlımla takılıyor. Open Subtitles ‎ماذا تعني؟ ‎أعني أنه كان يستمتع مع خطيبتي في دلهي‏
    Prensesin Delhi'de olduğunu ve büyük bir gösteri düzenleyeceğini biliyorum, madam. Open Subtitles سيدتي.. أنا أعرف أن الأميرة في دلهي هذه الأيام لديها متجر كبير لأزياء الموضة هناك
    Ben Delhi'de çok mutluyum, Uphaar Fonu beni oldukça meşgul ediyor. Open Subtitles أنا سعيدة في دلهي مؤسسة يوبار و عملي يبقيانني مشغولة
    Pakistan elçiliğine gittik, Delhi'de. Open Subtitles أنا لم أذهب إلى السفارة الباكستانية، واحد في دلهي.
    Onlar da "Delhi'de oturarak üniversitenin bir milyon poundunu yönetemezsin" dediler. TED قالوا : "لا سبيل لذلك، ستتعامل مع مليون جنيه من ميزانيّة الجامعة وأنت جالس في 'دلهي'."
    O harika bir adam. Delhi'de kurstaydık. Open Subtitles إنه شخص رائع لقد أخذت معه كورس في دلهي .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more