| Bütün madenler İsviçre peyniri gibi. deliklerle dolu. | Open Subtitles | جميع المناجم ، إنها مثل الجبنة السويسرية ، مليئة بالثقوب |
| Boş ve deliklerle dolu. | Open Subtitles | لا أحد هناك, المكان مليء بالثقوب |
| Eğer yakın bir zamanda uyanmazsan, sonun onun gibi olacak tüm bedenin deliklerle dolacak ve öleceksin... | Open Subtitles | إذا لم تستيقظي باكرا , ستصبحين مثلها ... مليئة بالثقوب في أنحاء جسدك و تموتين ... |
| "Ezber bozan keşifler veya peynirleri gibi deliklerle dolu başka İsviçre ürünleri." | Open Subtitles | " اكتشاف " التحول في نمط التفكير أو أيٌ من الصادرات السويسرية المليئة بالثقوب كالجبنة التي يصنعونها |
| - Çünkü içlerindeki deliklerle uçmazlar. | Open Subtitles | - لانها لن تطير بالثقوب التي فيها |
| Bu yüzden ayakkabılarının tabanları deliklerle doluydu." | Open Subtitles | و كان باطن أحذيتهم, مليئة بالثقوب" |
| Oyuk, deliklerle kaplı. | Open Subtitles | مجوف , مليئ بالثقوب |