Aslında, beni delirten çarşaflar degil... | Open Subtitles | .. في واقع الأمر ، الشراشف الوحيدة التي تصيبني بالجنون |
Opperman Tik'e benzeyen ama aslında insanları delirten bir molekül üretmiş. | Open Subtitles | وقد وضعت اوبرمان جزيئات الذي يجعل الناس بالجنون وكان مخبأة في الظلام. |
Kocamla arama giren, evliliğimi mahveden, beni delirten buymuş. | Open Subtitles | هذا الذي آبقى زوجي بعيداً عني دمر زواجي , وأصابني بالجنون |
Buradaki sinekler çalışanları delirten cinstendi. | Open Subtitles | إنهم الذباب الذي يجعل العامل يعتقد أنه أصيب بالجنون |
Carlotta'dan alınarak onu delirten ve ölümüne sebep olan çocuk, Madeleine'nin büyükannesiydi. | Open Subtitles | الطفلة التى أخُذت منها والتى فقدانها أصاب "كارلوتا" بالجنون حتى الموت كانت جدة "مادلين" |
Güçleriyle herkesi delirten kişinin anne olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | من جعلت الجميع يٌصاب بالجنون بسبب قواها |