demirden oluşan çekirdeğin, aşırı derecede yoğunlaşarak içe doğru çökmekten başka şansı yoktur. | TED | لا يملك عنصر الحديد أية خيار سوى أن ينهار، وأن يصل لكثافة عالية. |
Bu dayanıklı araçlar, demirden ya da çelikten yapılmamıştı fakat beklenmedik biçimde yumuşak olan bir şeyden yapılmıştı: pamuktan. | TED | لم تُصنع هذه الهياكل القاسية من الحديد أو الفولاذ، إنما وعلى نحوٍ غير متوقع صُنعت من مادةٍ لينة: القطن. |
Dövülmüş demirden yapılmış. Tek parça çemberle, perçinli çemberlerin sıraları değişir. | Open Subtitles | مصنوع من الحديد المطاوع، إنّه بصفوف مُتبادلة بحلقات صلبة وحلقات مُحكمة. |
Şimdiki zaman dehşet verici geri döndürülemez olduğu için, ve demirden yapılmış olduğu için. | Open Subtitles | الحاضر مرعب لأنه لا رجعة فيه، ولأنه من حديد |
demirden bir dünyaya geldim altından bir dünya yaratmak için. | Open Subtitles | ...لقد جئت في عالم من حديد لأصنع عالماً من ذهب |
Şunu söyleyeyim ki demirden bir iraden varmış. | Open Subtitles | : سأقول التالي لا بد أن لديك إرادة حديدية |
Bu inanılmaz siyah demirden satır bu yemeğin gerçek sırrıdır. | Open Subtitles | هذا الساطور المدهش ذو الحديد الأسود. السر الحقيقى لهذا الطبق |
Peki ya kapı tamamen demirden olsaydı? | TED | لكن ماذا لو كان الباب مصنوعاً من الحديد الصلب؟ |
Yer çekimsel dalgalar cammışcasına demirden geçerler -- tamamen saydam. | TED | موجات الجاذبية تذهب خلال الحديد كما لو كانت زجاج شفافة تماماً |
Artık elimizle hendekler kazmıyor, demirden aletler dövmüyor, defterlerle muhasebe hesapları tutmuyoruz. | TED | لم نعد نحفر القنوات باليد، إنما بأدوات مصنوعة من الحديد المطروق أو نقوم بضبط الحسابات باستخدام دفاتر حقيقية. |
Alınan mücevherler dökme demirden taklitleri ile değiştirildiler. | TED | وقد أعطوا حينها بديل لتلك المجوهرات مصنوع من الحديد المصبوب |
Üzerine demirden yapılmış birşeyler giysen iyi olur zira seni bir daha ki görüşümde ayakkabımı kıçına sokacağım. | Open Subtitles | من الأفضل أن ترتدي سراويل قصيرة من الحديد الصلب لأني حين أراك في المرة القادمة فسأوسعك ضرباً |
Edgar Brandt'in demirden dövülmüş duvar aynası ve konsol masası. | Open Subtitles | مرآة حائط من الحديد المثقول ,مع منضدة لحملها ملك لأدجار براندت |
İskoçya'da etrafta dolaşan demirden koyunlar mı var? | Open Subtitles | هل هناك خراف من الحديد تسرح في اسكتلندا؟ |
Çok heyecanlıyım. Çelik ve demirden bir çocuk doğurmaya benziyor. | Open Subtitles | أنا متحمسة للغاية، كأنك تلد طفلاً من الحديد والصلب |
Bu ünlü dövme demirden yapılmış güvenlik kapıları kurşun geçirmez bombaya ve koçbaşına dayanıklıdır. | Open Subtitles | حديد المطاوع هذا مرموق البوابات الأمنية ومضاد للرصاص.. ومحصن ضد القنابل ومقاوم لضرب الكبش |
Demiden kapılar, demirden pencereler, demirden zincirler. | Open Subtitles | أبواب من حديد، نوافذ من حديد سلاسل من حديد |
Dolayısıyla sonunda Mars'ın erimiş demirden oluşan bir çekirdeği oldu. | Open Subtitles | لذا ففي النهاية كوَّن المريخ نواة حديد منصهرة |
- Boyunda elle dövülmüş demirden kalma pas izleri buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت بقايا صدأ على الرقبة يبدو أنها من يد حديدية |
Bu bir Alman kontuna ait demirden yapılmış bir el. | TED | إذاً هذه هي اليد الحديدية التي كانت لأحد النبلاء الألمان. |
Bu küvet demirden, patlamaya dayanır. | Open Subtitles | انه بانيو حديدي قوي سيقاوم جزء كبير من الانفجار |
Ama sanki demirden değil de pirinçten yapılmış gibi. | Open Subtitles | لكن صوتها يبدو كالنحاس، ليس حديدٌ صلب. |