Hayatımı nasıl yaşamam gerektiğiyle ilgili demode fikirleri var; özellikle de annemin. | Open Subtitles | لديهم فكرة عتيقة عن كيف ينبغي علىّ أن أعيش حياتي خاصةً أمي |
Fazlasıyla demode! Kısacası biz de o silahlardan, bulmalıyız! | Open Subtitles | وسائلنا عتيقة, بإختصار, يجب ان نحصل على هذا السلاح |
Gerçi artık biraz demode olsa da, hâlâ işe yarıyor değil mi? | Open Subtitles | حتى لو أنها أسلوب قديم قليلا الآن لكنهم مازالوا يعملون ؟ |
demode biri olduğumu söyleyebilirsin, ama herşeyi olduğu gibi seviyorum. | Open Subtitles | اعتبرني قديم الطراز، لكنني أحب الأشياء كما هي عليه |
Çok demode. Bunları kimsenin istediğini sanmıyordum. | Open Subtitles | إنه قديم الطراز لا أعتقد أن هناك أشخاص يستخدمون هذه الأشياء |
Neden? Saçlar biraz demode mi diyorsun? | Open Subtitles | -ماذا، أتعتقد أنّ الشعر عتيق قليلاً؟ |
Birlik hakkında pek bir şey anlatmadı hiç. Ama iletişim sistemlerinin biraz demode olduğunu söylemişti. - Duman işareti. | Open Subtitles | (سارّة) لم تذكر الكثير عن التسريب، لكنّها قالت أن نظام الاتّصال كان عتيقًا قليلًا. |
Ortalama insan ömrünün 30 yıl olduğu zamanlarda insanların yarattığı saçma ve demode bir kurum olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | إنها مؤسسة عتيقة غير مدروسة اختلقها الناس الذين لم يتخطون عمر الثلاثين |
Bana göre evlilik, demode ve bunaltıcı bir kurumdur yıllar önce ortadan kalkması gerekirdi. | Open Subtitles | بالنسبة لي، الزواج هو مؤسسة عتيقة وسلبية كان يجب أن يتم إلغاؤها منذ أعوام مضت |
Parodiler film çıktığında yazılmış gibi, fakat animasyon hâline gelmesi o kadar uzun sürmüş ki demode kalıyor. | Open Subtitles | وكأن كل هذة المحاكاة الساخرة كتبت فى وقت عرض تلك الافلام، لكنهم استغرقوا الكثير من الوقت لتحويلها الى كارتون، فبَدَت الان عتيقة الطراز و مُستهلكة. |
Ben de aynı şekilde iyi bir arkadaş olmaya çalışıyorum bu yüzden bir aynaya baksan iyi olur çünkü "Rachel" çok demode. | Open Subtitles | وأرغب أن أكون صديقة جيدة وأقول لك أنظري إلى المرآة لأن "رايتشل" عتيقة جداً |
- Bu demode bir kullanım... | Open Subtitles | نعم، حسنا، هذه وجهة نظر عتيقة جدا منه |
Bu demode değil. Benim için de önemli. Mesela, evli olduğum tüm süre zarfında eşimi hiç aldatmadım. | Open Subtitles | هذا ليس بإسلوب قديم ، إنه مهم بالنسبة إليّ ، أيضاّ، أتعلم , طوال فترة زواجي ، لم أخادع زوجيّ. |
Onlar artık demode şeyler. | Open Subtitles | ياشباب , الكلام هذا قديم لا يفلح الآن 298 00: |
Ancak hiç takmadı. Çok demode takılar. | Open Subtitles | لم ترتديهم أبداً كانوا من طراز قديم |
Sana ve yaşıtlarına göre aşk demode. | Open Subtitles | - أنا؟ بالنسبة لكِ وللذين في عمرك, الحبّ شيء قديم. |
İnsanlar için biraz demode kaçabilir. | Open Subtitles | حسناً، ربما هو قليلاً من الطراز القديم بالنسبة للبشريين. |
demode soykırım davalarına geri dönmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | نتطلع إلى العودة إلى الوراء إلى بعض جيدة الإبادة الجماعية الطراز القديم. |
Biraz demode kaldım. | Open Subtitles | فأنا عتيق الطراز من المحافظين |
Anlayacağın,senin hamam tasarımların demode. | Open Subtitles | تصميم حمّاتك عتيق |
Birlik hakkında pek bir şey anlatmadı hiç. Ama iletişim sistemlerinin biraz demode olduğunu söylemişti. - Duman işareti. | Open Subtitles | (سارّة) لم تذكر الكثير عن التسريب، لكنّها قالت أن نظام الاتّصال كان عتيقًا قليلًا. |
- Biraz demode olmamış mı sizce? - Hayır! | Open Subtitles | -ألا تعتقدون أنه بعيد عن الموضة قليلاً؟ |