| Tamam o zaman, hastamızın homoseksüel deneyimlerinin rakamlarını baz alalım. | Open Subtitles | حسناً، جيّد، إذن دعونا نبنيها... على عدد تجارب الشذوذ الجنسي التي مارسها مريضنا. |
| Hayat deneyimlerinin en harikalarından biri. | Open Subtitles | إنها إحدى أسمى تجارب الحياة |
| Bunların hepsi, lise deneyimlerinin bir parçası. | Open Subtitles | جزء من تجارب المدرسة الثانوية |
| Bunların hepsi, lise deneyimlerinin bir parçası. | Open Subtitles | جزء من تجارب المدرسة الثانوية |
| Hepimiz Bay Talbot'un kişisel, travmatik deneyimlerinin acısını çektiğinin farkındayız. | Open Subtitles | طريق الشفاء العقلي الطويل. الآن، نحن كلّنا مدركين أنّ السيّد (تالبوت) قد عاني تجارب شخصيّة مؤلمة. |
| Ben yemek deneyimlerinin yapımcısıyım. | Open Subtitles | انا منتج لـ تجارب الطعام |